İsrail raporu
Mavi Marmara hakkında İsrail raporuna Netanyahu Raporu demek daha doğrudur. Zira böyle bir belge, devlet ciddiyetine aykırıdır. Üstelik dünya Yahudilerinin prestijini zedeler. Tam bir taassup ve kibir vesikasıdır. Ciddiye alınmaz ve hukukî belge değeri taşımaz.
Ama böyle bir raporu, ABD dışişleri bakanlığı sözcüsü (tarafsız ve inandırıcı) diye övmekte acele etti. Böyle bir raporu olumlu saymak geri zekâlılık alâmetidir. Söyleyenin geri zekâlı olması muhtemel değil. O halde nedir? Amerika bütün dünyaya
-ve bu arada Türkiye’ye- ben eğri de, doğru da olsa İsrail’i müşkül duruma düşürecek bir şey yapmam demek istedi.
Vahim bir dış politika eseri olan raporu Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, gerçek devlet vakarına uygun üslûp ile değerlendirdi. (Bu rapor, İsrail hükûmetinin dünyayı umursamayan, milletlerarası hukukla hiçbir ilgisi bulunmayan, şımarık ifadeli bir belgedir) dedi.
Milletlerarası sularda korsanlıkla 9 Türk’ü öldüren İsrail, Türkiye’ye karşı bu çapta bir eylemi niçin göze aldı? Sayın Tayyip Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı’nı İsviçre’de dünyanın izlediği bir programda eleştirmesini hazmedemedi. Ama Türkiye Başbakanı, o tarihî one minute (van minit) sözünü durup dururken söylemedi ki... Başbakanımıza Filistin’de barış sözü verip Gazze’yi insanlık utancı çılgın bir şiddetle, Birleşmiş Milletler merkezini dahi yerle bir ederek gözü dönmüş şekilde bombardımanı üzerine söyledi.
İsrail, Mavi Marmara korsanlığı ile, tek taraflı eylemlerine karşılık kabul etmeyeceğini, istediğini yapıp istemediğini asla yapmayacağını, bütün dünyaya karşı size ne? tavrını, göstermek istedi. Çok da önemli bir devlet olmamasına rağmen, Yahudilerin evrensel ekonomik, politik, medyatik gücüne güvendiği âşikârdır. Gene de, ırkçı olmayan bir İsrail hükûmeti bir Türk gemisine korsanlık uygulamazdı. Nitekim İsrail basınında, rapor için hayli olumsuz yazılar çıktığını unutmamak gerekir.
Tarihimizde Yahudilerle anlaşmazlığımız olmadı. Ermeniler, Rumlar gibi Türkiye’ye karşı ayaklanmadılar, asla Türk kanı dökmediler. Bugün İstanbul’daki Mûsevî vatandaşlarımız, Türkiye’ye çok bağlıdır. Türkiye’den İsrail’e göçen yüz binin üzerinde İsrailli de iki devletin bozuşmasını büyük üzüntüyle izliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.