Kurtarıcılardan kurtulmak

Kurtarıcılardan kurtulmak

Hani denir ya huy canın altındadır diye, işte size en son ısbâtı: Genelkurmay “aksi yönde telkıynlere rağmen” darbe yapmamak asâletini ve necâbetini gösteriyormuş. Ne şanslı milletiz! Ne demiş Ziyâ Paşa: “Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma?” Adamın içinde necâbet olacak ki... Yâni yeni GK Başkanı göreve başlayınca benim gibi enâyiler ümîde kapılıp “Eh, bu sefer belki çenelerini tutmayı öğrenirler!” kabîlinden saçmalamışdık ya, işte ancak dörtbuçuk ay dayanabildiler. Bunlarınki madde bağımlılığından beter! Çünki memleket bunların tapulu malı! Memleket sevgisi de kendi tekellerinde! Çobanla teroristi ayırdedemez, baskın daha rahat yapılsın diye nöbetçileri çekip yolları aydınlatıp kendileri de o hengâmede tantuna gitmemek için olsa gerek, düğüne sıvışırlar ama Türkiye’nin sâhibi de ne hikmetse onlardır! Bölük kumandanı olamayacak adamları general yapıp PKK’dan dayak yedikleri için madalyayla “taltîf” etmeleri de cabası! Verilmiş sadakamız varmış ki bunların eline Sarıkamış “Kahramânı” (!) Enver ahmağı gibi bir gecede doksanbin Mehmedciği şehîd edebilme fırsatı geçmiyor. Ama muhtemelen toplu şehid kadroları el altında bulunsun diye sekizyüzbin kişilik “insan malzeme
si”ni yedekde tutmakdan da vazgeçmiyorlar. Şimdi belki “bütün telkıynlere rağmen” darbe yapmadıkları için madalya da bekliyorlardır.

Sizin maaşınıza da zam yapalım diyeceğim ama maaşınızı milletden gizlediğiniz için ne kadar yapsak münâsib olur kestiremiyorum. Bakarsınız, çok düşüncesiyle bin lira yaparız ama siz dönüp “Sadaka mı veriyorsunuz, cimriler?” şeklinde bozuk atarsınız.

Ömrüm boyunca Türkiye’nin fevkalâde kudretli ve modern bir ordusu ve özellikle bahriyesi olmasına büyük önem ve harâretle destek verdim. Bugün de öyleyim. Fakat bu ordunun ne kadar tefessüh etmiş bir yapısı olduğunu her geçen yıl biraz daha sarâhatle idrâk etdikçe derin bir ye’se düşüyor ve korkuyorum. Bakınız daha dün yeni bir rezâlet daha ortaya çıkdı ve şu kadar milyon avro değerindeki “yeni” bir SAT operasyon botunun bir halta yaramayacak şekilde inşâ edildiği,
ama bir amiralin “re’sen” kalite belgesini imzâlayarak tekneyi Donanma envanterine geçirdiği tesbît edildi. Balık başdan kokar! İncelerseniz alt düzey subay ve ilâveten astsubay kadrolarında âdî suç oranının da dehşet verici olduğunu görürsünüz.

Bu ordunun bütün yapısı sakat!

Üstde 360 gibi akıllara ziyan bir general ve amiral kalabalığına büro bile bulunamazken aşağıda takım ve bölük kumandanı sıkıntısı yaşanıyor.

Garb Cebhesi Kumandanı İsmet Bey miralaydı, miralay! Yâni albay!

Üstelik yaklaşık seksenbin Mehmedcik de düpedüz hademe/uşak olarak sûiistîmâl ediliyor ki Ergenekon ve balyoz sanığı paşa eskilerinin papuçlarını silip görgüsüz karılarından hakâret görsünler!

Kültür seviyeleri de içler acısı. Kartbabaları 1981’de Kemâl Tâhir’in “Devlet Anası” ile Eflâtun’un “Devlet”ini karıştırırdı. Biri de yeşil kâğıtların üzerine “dolar” yazıp Amerika’yı batırmayı planlıyordu.

TSK gayrı-kaabil-i ıslahdır!

Tek çâre askerî liseleri tamâmen kapayıp Harbiye müfredâtını kökünden değiştirmek ve en az beş sene terfîleri durdurmakdır ki hiyerarşik piramid tekrar teşekkül etsin ve “Kurtarıcılar”dan kurtulalım!
İngilizce kursuna zaman ayıramıyor musunuz? Tıklayın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi