Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

CHP’nin şeyhleri, dervişleri, meczupları

CHP’nin şeyhleri, dervişleri, meczupları

Bir Kemal-i Evvel’e, bir de Kemal-i Sâni’ye bakın!
Yani birinci Kemal’e ve İkinci Kemal’e. Anlamayanlara daha açığı: Bir Mustafa Kemal’e bakın, bir de Kılıçdaroğlu Kemal’e.
Biri CHP’nin kurucusu, ebedî başkanı, şefi. (Yani hâlâ başkan!)
Diğeri, CHP’nin ebedî başkana göre geçici başkanı!
Geçici başkan geçenlerde Denizli’de bir lâf etti, partisinin dumura uğramış zihinleri kamaştı.
Partinin tevilleri, tefsirleri ortalığı kapladı.
CHP tarikatlara karşı değildi. Yalnız tarikat sadece vicdan meselesiydi. Ticaret, siyaset gibi işlerde yeri yoktu.
CHP ikinci Kemal’in tarikatlarla ilgili sözlerini tevil ve tefsir edeceğine, birinci Kemal’in şu sözlerine açıklık getirmeliydi:
“Efendiler ve ey millet iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müridler, meczuplar memleketi olamaz.”
Bu lâfın üzerinden kaç yıl geçti?
Seksenden fazla! Cumhuriyet’ten sonra tekke ve zaviyeler kapatıldı. Osmanlı’nın geleneksel sivil toplum kurumları ortadan kaldırıldı. Yeni Cumhuriyet zaten sivil topluma cevaz vermiyordu.
Cumhuriyet’ten sonra muhalif siyasi parti kapatılmakla kalınmadı, siyasi olmayan dernekler de kapatıldı. Üç beş dernek vardı, Türkocağı gibi, Muallimler Birliği gibi. Onlar da rejime hizmet arz ediyorlardı.
Bu da yetmedi, ikinci parti kapatma dönemi olan 1930’dan sonra Türkocağı da, Muallimler Birliği de kapatıldı. CHP vardı ya, başka kuruma ne hacet!
Türkiye tarihinin katılımcılıktan en uzak yönetimi Cumhuriyet’ten sonra kuruldu. Halk ve onun istekleri sıfır mertebesinde görüldü. Muhalefetin her türlüsü en ağır şekilde cezalandırıldı.
Türkiye’nin şeyhler, dervişler, meczuplar memleketi olup olmadığı ayrı bahis, hür düşüncenin asla zemin bulamadığı koyu bir istibdat ülkesi olduğu ise tartışılmaz.
CHP bu istibdadı kurumlaştıran parti idi.
Abant toplantılarındaydı galiba, bir vali “1950’de CHP kapatılmalıydı” dedi. Yerden göğe haklı idi.
Totaliter parti demokrasi yarışında takiyye yaparak yer alıyor ama zihniyeti olduğu gibi sürüyordu. DP seçimi kazandı. Dar alanda siyaset yaptı. Bürokrasi, yargı, besleme basın Demokrat Parti’nin her adımına engel koydu.
İş 27 Mayıs darbesine kadar gitti.
CHP sağ siyaset karşısındaki mağlubiyetini hep şeyhlere, dervişlere, tarikatlara yıktı.
Onlar olmasa CHP mutlaka seçimleri kazanırdı.
Eğer şeyhlerle, dervişlerle seçim kazanılsa idi, doğunun itibarlı ailelerinin önde gelenleri –ki çoğu şeyhtir- CHP milletvekili olarak TBMM’de tutuldu. Hatta, 1950’den sonra da CHP doğu vilayetlerinden şeyhleri aday göstermeye devam etti.
Şimdi de Alevi Bektaşi şeyleri CHP’de siyaset yapıyor.
CHP’de kaç “dede” milletvekili var?
Açıklasınlar da görelim!
Söylenmek istenen şu: Tarikatlar siyaset dışında kalsın. CHP hariç!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi