Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Marmara artık hep mavi

Marmara artık hep mavi

Evvelce Bay Çölaşan'dan epey tazminat kazanıp Ankara'da halka defalarca döner ikram eden Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, bu defa Bayan Çölaşan'dan tazminat kazandı.

Anayasa referandumunda evet oyu kullananlara hakaret eden Tansel Çölaşan aleyhine açtığı davadan, Gökçek'e 5 bin lira manevi tazminat ödemesi kararı çıktı.

Gökçek, referandumda 'evet' oyu kullanan herkesin dava açma hakkı olduğunu belirtiyor.

Seçmenlerin yüzde elli ikisi 5'er bin lira alacaksa, Çölaşan vallahi çölü aşamaz, göçer.

Ne var ki mahkeme o tazminatı Gökçek'e kaşı gözünün hatırına veya Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu için de vermedi.

Sadece 'evet' oyu kullandığı ve o hakaret yüzünden.

***

Bayan Çölaşan, Atatürk'ün bir sözünden ilham alarak, "evet oyu kullananların gaflet, dalalet ve ihanet içinde olduğunu" söylemek istemiş, fakat bir kelimeyi yanlış kullanarak 'dalalet' yerine 'delalet' demişti.

Dalalet "sapkınlık, doğru yoldan ayrılma" anlamında; delalet ise "kılavuzluk, işaret" demek.

Yani bir alıntı yaparken, onu da doğru dürüst söyleyememiş.

Defalarca seyrettim, dalalet diyemiyor.

Bu durumda başkaları da hakaret etmeyi bile beceremediği ve dili düzgün kullanamadığı için dava açsa yeridir.

***

Çok yanlış bir hata yapmış Bayan Çölaşan.

"O ne biçim tavsif? Doğru hata mı olur" diyebilirsiniz.

Evet, olur. 'Dalalet' diyebilseydi şayet.

O zaman, sadece hata yapmış derdik.

Geçelim.

***

Geçtik, Oktay Ekşi'ye geldik.

Şöyle buyurmuş eski Hürriyet'li, yeni CHP'li Oktay Bey:

"Türkiye'deki kızlarımız kafasını ister öyle örtmüş ister böyle örtmüş. Kimsenin derdi olacak bir şey değil. Ben bu güzel kız kafasını niye örtmüş diye üzülüyorum gördüğüm zaman onları. Hepsi güzel de, çok güzellerini görünce üzülüyorum itiraf edeyim ki. Bu güzelliği saklamaya yazık değil mi diye, şahsen düşünüyorum. Bu benim kendi bakışım."

Önemli bir açıklama gerçekten.

En çok üstünde durulması gereken yer de "Bu benim kendi bakışım" kısmı.

Benim bakışıma göreyse, Oktay Bey'in de kafasını örtmesi gerek.

Eğer ölçüt güzellikse.

***

Ekşi'yi de geride bırakıp, Kurtlar Vadisi Filistin'e doğru ilerliyoruz.

Almanya filmi yasakladı; hâlâ Hitler'in faturasını ödüyor adamlar.

İsrailliler ise daha iki dakikalık tanıtımından bile kıllandı, engellemek için turlara başladılar.

Vizyona girmeden önce basın gösteriminde oyuncular ve yapımcılarla birlikte seyrettik filmi.

Epey emek harcanmış; ilk önce bu hususu belirtmek gerek.

Mekân kullanımı ve efektler çok başarılı.

Ortadoğu ülkelerinde ayakta seyredilecek bir film çıkarmışlar.

***

Mavi Marmara'da bulunan ve orada şehit olanlara adandığını belirterek, bu filmin de Mavi Marmara gemisi kadar etkili olacağını ifade ettiler.

Senaryo yine ekipten; tamamı kaç sayfadır bilmiyorum ama bana bıraksaydılar, şöyle yazardım:

"Polat ve arkadaşları Filistin'e gider, silahları çekerler, başlarlar ateş etmeye... İsrail askerleriyle çatışırlar: Dan, dan, dan..."

Geri kalan sayfalar, bu dan dan'larla bitebilir; ötesi yönetmene kalmış.

Bugün üç farklı konuya değinmişiz gibi görülebilir, görülmesin. Aslında üçü de aynı konu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi