- Lütfü Bey; CHP'nin başına Deniz Baykal'ın yerine başka birisi gelecek olsa CHP'nin iktidara gelebileceği şeklinde bir görüş var. Bu görüş başta Deniz Baykal muhalifleri olmak üzere birçok kişi ve kesimce dile getirilmekte. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu görüşü?
- Sadece CHP'nin başının değişmesi yetmez; asıl CHP'nin kafası değişmeli! Başıyla birlikte kafası da değişirse, CHP o zaman iktidar adayı bir parti haline gelebilir belki. CHP hem başını, yani Deniz Baykal'ı değiştirecek; hem de halktan kopuk kafasını değiştirecek ki iktidara gelebilsin! Nasıl ki gövdeden kopuk bir kafa ölü bir kafaysa, halktan kopuk bir kafa da ölü bir kafa! En azından halk için ölü bir kafa... Nedir CHP kafası? CHP kafası kendisini halkın hizmetkârı gibi değil, halkı kendisinin hizmetkârı gibi gören bir kafadır. CHP kafası halka tepeden bakan bir kafadır. CHP kafası halkı cahil yığınlar olarak gören, halkı küçümseyen bir kafadır. Ama aynı zamanda CHP kafası cahil yığınlar olarak gördüğü halktan her seçimde oy isteyen, kendisini iktidara getirmesini isteyen bir kafadır. CHP kafası cahil yığınlar olarak gördüğü halktan her seçimde oy isteyecek, kendisini iktidara getirmesini isteyecek kadar çelişkilerle dolu bir kafadır. Sen halka cahil yığınlar, göbeğini kaşıyan adamlar, bidon kafalılar diye hakaret edersen halk sana oy verir mi? Sen yoksulların yaşadığı semtlere, varoşlara lütfedip gitmezsen yoksullar sana oy verir mi? Sen ülkede bunca adaletsizlik, eşitsizlik, emek sömürüsü varken laiklikten başka bir laf etmezsen emekçiler, emeği sömürülenler sana oy verir mi? Sen ülkede bunca ezilen, bunca zulüm gören varken, ezilenlerin, mazlumların değil de ezenlerin, zalimlerin yanında yer alırsan ezilenler, mazlumlar sana oy verir mi? Sen kimsesizlerin kimsesi olmazsan, kimsesizler sana oy verir mi? Sen çaresizlerin çaresi olmazsan, çaresizler sana oy verir mi? Sen halka değer vermezsen, halk sana değer de, oy da verir mi? Kısacası CHP'nin halktan oy alıp iktidar adayı olabilmesi için sadece başının, yani Deniz Baykal'ın değişmesi yeterli olmaz. CHP'nin asıl kafası değişmeli!
MİLLİCİ ERBAKAN, İŞBİRLİKçİ ERDOĞAN!
- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Necmettin Erbakan ile Tayyip Erdoğan farklıdır. Erbakan Milli Görüşçü'dür, Erdoğan işbirlikçidir. Erbakan Milli Görüşçü olmanın bedelini ödedi, Erdoğan işbirlikçi olmanın avantajını tahsil etti" şeklinde bir görüş öne sürdü. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Tayyip Erdoğan'ın işbirlikçi olduğunu bırakın Deniz Baykal'ın söylemesini, bunu en başta Tayyip Erdoğan'ın içinden çıktığı Milli Görüş hareketinin önde gelenleri söylüyor. Milli Görüşçüler sürekli olarak Tayyip Erdoğan'ın ABD işbirlikçisi, AB işbirlikçisi olduğunu vurguluyor. Milli Görüşçülerin mitinglerinde, toplantılarında "Katil ABD işbirlikçi AKP" sloganlarına, pankartlarına bile rastlanıyor. Bilindiği gibi ben de işbirlikçilere karşı biriyim. İşbirlikçi politikalara karşı milli duruş, milli görüş içeren politikaları tercih edenlerdenim. Ancak CHP lideri Deniz Baykal'ın işbirlikçiliğe karşı olmadığını da bilenlerdenim. Mesela Genelkurmayımız bildik bileli ABD ile, İsrail'le bir askeri işbirliği içinde; peki hiç Deniz Baykal'ın bu askeri işbirliğine karşı çıktığını duyan var mı? Ya da hiç Deniz Baykal'ın "Biz iktidara geldiğimizde ABD ile, AB ile işbirliği yapmayacağız" dediğini duyan var mı? Yahut "Biz iktidara geldiğimizde İran, çin, Rusya, sosyalist Latin Amerika ülkeleri gibi ülkelerle başta ABD olmak üzere emperyalistlere karşı bir blok oluşturacağız" dediğini duyan var mı? Aksine Deniz Baykal hep "Biz iktidar olsak ABD ile, AB ile daha iyi ilişkiler kurarız" deyip duruyor. CHP iktidar olsa ülkemizin çok daha fazla ABD işbirlikçisi, AB işbirlikçisi olacağını da anlayan anlıyor. Eğer CHP de, CHP zihniyetine sahip egemenler de işbirlikçiliğe karşıysalar, niye milli görüşü, milli duruşu olan Necmettin Erbakan'ın hükümetini devirmek için ne mümkünse yaptılar? Niye milli görüşü, milli duruşu olan Necmettin Erbakan'ın kendisini de, partisini de siyaseten yok etmek için ne mümkünse yaptılar? AKP işbirlikçi de, CHP zihniyetine sahip egemenler sanki işbirlikçi değil mi? Onlar yılların ABD, İsrail işbirlikçisi değiller mi? "Bağımsız Türkiye" diyenlerin, "Milli Sanayi" diyenlerin en acımasız yöntemlerle üzerine çullanıp, onları yok etmeye kalkışanlar da bu ABD, İsrail işbirlikçileri değiller mi?
PARA SöZKONUSUYSA ULUSALCILIK TEFERRUAT!
- Basında yer alan bir habere göre, Ergenekon çetesi kapsamında tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün yabancılara emlak satışı konusunda komisyonculuk yaptığı ortaya çıkmış. Ne diyorsunuz buna?
- Emekli Tuğgeneral Veli Küçük "Ulusalcı" denilenlerin önde gelenlerinden biri. "Ulusalcı" denilenler ise vatanı en çok kendilerinin sevdiklerini iddia ederler. Yabancılara vatanın bir karış toprağını, vatanın bir çakıl taşını vermektense canlarını vermeyi tercih edeceklerini söylerler. Peki bu durumda Veli Küçük'ün yabancılara emlak satışı konusunda komisyonculuk yapmasına ne demeli? Vatan bahane, emlak şahane demek ki! Ulusalcılık bahane, komisyonculuk şahane demek ki! Belli ki Veli Küçük gibiler için vatan sevgisi, para sevgisinin kamufle edilmiş hali! Onlar için vatan sevgisi para sevgisinin kılıfına uydurulmuş hali! öyle bir kılıf ki bu, dışına bakan vatan sevgisi görüyor; içine bakan para sevgisi görüyor! İçine bakan menfaat sevgisi, rant sevgisi görüyor! Mesela ülkeyi hortumlayan batık bankaların yönetim kurullarında yer alan kuvvet komutanlıkları da yapmış emekli generaller de böyle değil mi? Bankacılıktan hiçbir şey anlamayan emekli generallerin rant, menfaat dışında o bankaların yönetim kurullarında ne işleri olabilir ki? Anlaşılan bazıları için ulusalcılık demek rant severlik demek! Bazıları için vatanseverlik demek menfaatseverlik demek! Onların "Vatan elden gidiyor" demesi de "İktidar elden gidiyor; imtiyazlar elden gidiyor" demek! "Vatan elden gidiyor" diye yaygara yap, sonra da ülkenin onlarca milyar dolar tutarındaki parasını hortumlayan batık bankaların yönetim kurullarında üyelik kap! "Vatan elden gidiyor" diye yaygara yap, sonra da vatan topraklarının yabancılara satışında komisyonculuk yap! Belli ki bunlar için para, rant, menfaat söz konusu oldu mu ulusalcılık da, vatanseverlik de teferruat!