Mesleki taciz: Mobbing
Kelime bizde yeni. “İş yerinde profesyonel taciz, duygusal taciz; sürekli baskı uygulama, aynı veya benzer davranışlarla meslektaşları rahatsız etme, yıldırma, bezdirme, bıktırma” gibi anlamlara geliyor.
Kelimeyi ben ilk defa 2005’te falan kullandım galiba. Çünkü yaşananlarla kelimenin tarifi birbirine cuk oturuyordu.
Son zamanlarda, “mobbing”den, basın yayın organlarında çok söz edilir oldu. Hani, “Bir toplum en fazla hangi kelime veya kavramı kullanıyorsa, o toplumda en fazla o konudan şikâyetler vardır” derler ya, işte onun gibi, son zamanlarda “mobbing”den çok söz ediliyorsa, bu toplumda “mobbing” uygulanıyor demektir.
Mobbing, genellikle yöneticilerin ya doğrudan kendilerinin veya aracı olarak kullandıkları kişilerin marifetiyle, meslektaşları arasında uyguladıkları bir yıldırma, bezdirme, bıktırma politikasıdır.
İş yerlerinde, yöneticiler genellikle doğrudan kendileri mobbing uygulamazlar. Yanlarına çektikleri daha alt seviyeden insanları, hedef kişi veya kişilerin üzerine salarak uygularlar. Yönetici, bunu yaparken, zaman zaman mağdur tarafın da bizzat gönlünü almaya çalışarak, güyâ yaşanan olumsuzluktan kendini kurtarmaya çalışır.
Temel amacı, “yasaların arkasını dolaşarak yıldırma, bezdirme” olduğundan, yaşanan olumsuzluklara teker teker bakıldığında, yasaya aykırı hiçbir şey yokmuş gibi görünür ama bu olumsuzlukları arka arkaya sıraladığınızda, sonucun “okkalı bir mobbing” olduğu ortaya çıkar.
Mobbing uygulayanlar, genellikle yetersiz, öz güveni olmayan yöneticilerdir ve bunu “işini çok iyi, hatta mükemmel yapan, ilişkilerinde olumlu ve çevresindekilerce sevilen, kişiliği, çalışma ilkeleri ve değerleri sağlam, bunlardan taviz vermeyen, dürüst ve güvenilir, kurumsal kişiliğe sadık, bağımsız ve yaratıcı bir kimliğe sahip ve hepsinden de önemlisi mobbing uygulayanın yeteneklerinden üstün özelliklerle donanmış kişilere” uyguladıkları, konunun uzmanlarınca dile getirilmiştir.
Türkiye’de mobbingin en fazla uygulandığı kurumların başında üniversiteler ve sağlık sektörü geliyormuş. Sağlık sektöründe mobbingin niye fazla olduğunu bilmiyorum ama üniversitelerde niye çok olduğunu yakinen biliyorum.
Üniversitelerde mobbingin fazla olmasının sebeplerinden ilki, rektörlere yasa ile verilen kontrolsüz güçtür. Bir rektör, bu gücünü kullanarak her tür personeline çok rahat bir şekilde mobbing uygulayabilir. Bu güç sınırlanmadığı ve kontrol altına alınmadığı sürece üniversitelerde yaşanan ve mobbingden kaynaklanan trajediler artarak devam edecektir.
Mobbingin üniversitelerde çok yaşanmasının diğer sebebi de, akademik olarak yükselmenin geniş bir şekilde üniversitelerde yaşanması fakat bazen bu yükselmelerin “insan terbiye etme” amaçlı olarak kullanılmasıdır. Elinde kontrolsüz bir güç bulunan rektör ve ekibi, yasal hak olan atama ve yükselme konusunda ayak direttiğinde, mobbinge başlamış demektir. Bundan sonra arkası gelir.
Yasanın açıklarından yararlanan bir yönetim anlayışı, bir kere bir akademisyene kafayı takmaya görsün, akademik etiğe uymayan fakat göstermelik demokrasiye ve parmak hesabına göre alınmış kararlarla, o insanın ekmeğiyle oynamak mümkündür üniversitelerde.
Bugün yasal görünen bir parça, yarın yasal başka bir parça; ardından sözde masum ve yasalmış gibi görünen başka bir parça... Ve bunların sonunda cezalandırma... Birleştirildiklerinde ise bal gibi sistemli bir yıldırma, bıktırma, bezdirme... İşte bunun adı mobbing... Ve maalesef en fazla uygulandığı yerler de üniversiteler...
Bereket artık yasalar toplumsal gelişmenin çok gerisinde kalmıyor ve hemen uygun yasalar çıkarılıyor. Mobbing konusunda da yasanın bir an önce çıkması, başta üniversiteler olmak üzere, her kurum ve kuruluş için hayırlı olacak; yöneticiler ayaklarını denk alacaklardır.
Eğer bu toplumsal olumsuzluğun önü alınmaz da yöneticilerin mobbing uygulamaları süreklileşip gelenek haline gelirse, bir süre sonra yeni bir insan türü, “homo-mobbingus” ortaya çıkar ki, Allah cümle âlemi bu tür canlının şerrinden korusun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.