Kıvanç Tığlı

Kıvanç Tığlı

Ergenlikte antisosyal kişilik bozukluğu

Ergenlikte antisosyal kişilik bozukluğu

Değerli okuyucularım, ergenlik dönemi herhalde insanın yaşamındaki en zor dönem olsa gerek.. Ergen ne bir çocuktur ne de yetişkindir. Bazen kendini çocuk gibi hissetmekte ve böyle davranışlar sergilemekte, bazen de kendini yetişkin gibi hissedip yetişkin gibi düşünüp davranmaktadır. Bir ergen için sadece kendisi önemlidir. Bir ergenin acısı kadar büyük bir acı, sevinci kadar büyük bir sevinç yoktur. Ergen her şeye herkesten daha fazla duyarlıdır ve kimse onu anlamamaktadır.
Aynı zamanda ergen her şeyi abartır. Her an, herkes tarafından izlenmektedir. Herkes ona bakmaktadır. Ergenlik döneminde arkadaşlık ilişkileri de çok çok önemlidir. Bir ergen için arkadaş grubu; agresif dürtülerin kontrol edildiği, duygusal ve sosyal destek alınan, sosyal becerilerin geliştirildiği, cinsiyete ait davranışların öğrenildiği, değerlerin güçlendirildiği, benlik değerlerinin oluşturulduğu yerdir. Ergen için arkadaş çok önemli olduğu için, bu durumun ergenliğin normal seyri olduğunu kabul edip, hoşgörülü ve sabırlı olmak gerekir. Ergen tabi ki derslerinden arta kalan zamanlarında arkadaşlarıyla beraber zaman geçirecek, dertlerini, duygularını paylaşacak, onlara zaman ayıracak.. Yalnız bu konuda tamamen de ergenlik dönemindeki genci serbest bırakmamak gerekli. Onun arkadaş çevresinin kimlerden oluştuğunu, nasıl insanlar olduklarını bilmek, anne baba olarak bizim de görevimiz olmalı.
Ergenlikte antisosyal davranış bozukluğunun belirtilerine biraz değinmek isterim;
¥ Başkalarının mallarına veya bedensel bütünlüklerine yönelik saldırgan ve duyarsız davranışlar sergileme
¥ Başkalarının alanlarına, sınırlarına yönelik mesafesizlik, saygısızlık
¥ Dürtüsellik, dürtülerine göre harekete geçme. Bu gençlerin uzun vadeli planları olmaz, kısa planlar yaparlar. O anda akıllarından geçtiği gibi davranırlar.
¥ Duygu ve öfke patlamaları yaşayabilirler. Aniden dürtüsel olarak veya önemsiz de olsa, bir nedene bağlı olarak bağırıp çağırıp kavgaya girişebilirler.
¥ Duyarsızlık: Bu gençler başka insanların yaşamlarında yol açtıkları hasarlara karşı duyarsızdırlar. Pişmanlık duymazlar.
¥ Yalan söyleme ve hırsızlık: Kendi dünyalarından dışlamak için gereksiz ortamlarda dahi yalan söylerler. Örneğin; bir danışanım, annesinin cüzdanından izinsiz para alıyordu.
¥ Kendine duyarsızlık: Sorumsuz araba kullanmak, haddinden fazla para harcamak... Kendi başlarına gelebilecek olumsuzlukları da umursamazlar. Bu gençlerde samimiyetin doğal olmayan kısmı “mesafesizlik” vardır. Çocukluk öykülerinde iletişim kopukluğu, kurallara uymama, evden kaçma gibi hikayeler vardır.
¥ Kurallara ve otoriteye baş kaldırma ve uymama görülür. Genel kuralları çiğnerler ve öfke patlamaları ile karşı çıkarlar. En yoğun duyguları öfkedir. Bu öfkeyi maskeleyemezler ve toplumsal sorunlar çıkaracak şekilde dışa vurular.
Bu kişilerde sevgi arayışı ve kabul edilme önemlidir. Kendilerini algılayamaz, anlayamaz ve kendileriyle ilişki kuramazlar.
Bütün bu belirtilerin yanı sıra öfke patlamaları, kurallara itaatsizlik, her sorunun çözümünü kendinde değil de dışarıda arama görülür.
Önder, danışmanlık merkezine annesi tarafından kendi isteği olmadan getirilmişti. Önder, orta ikinci sınıfta okuyordu ve daha yeni ergenliğe girmiş bir genç erkekti. Kendisinden iki yaş küçük bir kız kardeşi vardı. Ders başarısı düşük bir öğrenciydi. Annesi oğluyla ilgili sorunlarını şöyle dile getirdi;
“Kıvanç Hanım, ben oğlumdan artık sıkıldım, yoruldum. Beni çok yıprattı. Oğlum orta ikide okuyor. Hiç ders çalışmıyor. Düzenli ders çalışma alışkanlığı yok, bazen ödevlerini bile yapmak istemiyor. Vaktinin çoğunu bilgisayarda geçiriyor. Benim sözümü hiç dinlemiyor, tartışma anında bana vurduğu bile oluyor. Birkaç sefer benden izinsiz çantamı karıştırmıştı. Kardeşine de bazen vurduğu oluyor. Geçenlerde okulda bir arkadaşıyla da kavgaya girişmiş. Disipline, onu ve arkadaşını vermişler. Devamlı bana karşılık veriyor ve onunla konuşamıyoruz. Onunla konuşmaya kalksam hemen saldırganlaşıyor. Sürekli evde ben sıkıldım deyip arkadaşlarına gidiyor. Arkadaşlarını tanısam belki biraz rahat edeceğim ancak buna da fırsat vermiyor” diyerek sözlerini bitirdi. Daha sonra Önder’i tek olarak seansa aldım. Ona “Hacettepe kişilik testi” uyguladım. Test sonuçlarını aileyle paylaştıktan sonra rapor haline getirip merkezimizin psikiyatristine yönlendirdim. Önder’e ilaç tedavisi başlandı ve halen psikoterapilerimiz devam ediyor.
Değerli okuyucularım, bu kişilik bozukluğunun tedavisi kolayca yapılmaktadır.
Antisosyal kişilik bozukluğunda iyileşme; psikoterapi ile eş zamanlı yürütülen ilaç tedavisidir.
Gençlerimizi anlayabilmek duasıyla, Allah’a emanet olunuz.
Psikolojik Danışman Kıvanç TIĞLI
Dnş Tel: 0212 503 79 95
0 506 401 79 91

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kıvanç Tığlı Arşivi