Büyük Birlik Partisi yöneticileri, elde net deliller olmadığı için, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun suikast sonucu hayatını kaybettiğini ifade edemiyorlar.

Yakın zaman önce İstanbul İl Başkanı Bayram Karacan ile görüştük.

Tedbirli davranıyor Başkan Karacan:

"Ne suikast diyebilirim, ne de kaza diyebilirim."

Delil yoksa, kesin konuşmak olmaz düsturu.

Eyvallah, doğru bir tavır; saygıyla karşılarız...

* * *

Ancak, benim sırtımda yumurta küfesi yok; Büyük Birlik yöneticisi değilim.

O yüzden, ilk günden itibaren değişmeyen kanaatimi rahatlıkla dile getirebilirim.

Kaza olma ihtimali var.

Yüzde 1 veya en fazla 2'dir, daha yüksek olamaz.

Başından beri olaydaki aksaklıkları alt alta sıralayacak olursak, ortaya çıkan manzara, suikast diye bağırmaktadır.

Sayılan her madde, suikast ihtimalini kuvvetlendirmekten başka bir işe yaramaz.

* * *

1. Cep telefonlarıyla yardım istenmesine rağmen yerinin tespit edilememesi...

2. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın verdiği koordinatlarda hiç arama yapılmaması...

3. Yanlış yerlerde aranması, boş yere vakit harcanması...

4. Arama kurtarma ekipleri, jandarma, polis gibi tecrübe sahibi görevliler tarafından değil de köylülerce bulunması...

5. "Muhsin Yazıcıoğlu yaralı olarak bulundu" açıklamasının yapılması...

6. Teknik bilgilerin çarpıtılması...

7. Cihazlar hakkında çelişkili bilgi aktarılması...

8. Kaza sırasında bölgede farklı hava araçlarının uçtuğuna ilişkin veriler veya söylentiler...

9. Uçuş bilgilerinin bulunduğu cihazların önceki fotoğraflarda görülürken, sonra kendiliğinden kaybolması... O cihazlar kendi kendine uçmayacağına göre, çalınması, yok edilmesi...

10. Helikopterin bazı parçalarının askerî timlerce yakıldığının tespit edilmesi...

* * *

Bunlar kamuoyuna yansıyan yönler.

Konuyla resmî olarak ilgilenen yetkililer, emniyet görevlileri, araştırma komisyonunda bulunanlar ve orada hayatını kaybedenlerin yakınları, muhakkak bizden daha fazla bilgi sahibidirler.

En az bu kadar madde daha sayabilirler aksaklık ve terslikler başlığı altında.

* * *

Esas üzerinde durulması gereken soru şu:

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatına niçin kast edilir?

Yüzde 2 civarında oy alan bir partinin lideri...

Hayatı boyunca çizgisini dürüstlükle korumuş, hiçbir zaman alavere dalavere içinde olmamış...

Her siyasî lider gibi, bir gün yüksek oy alarak iktidara gelmeyi istemiş, ancak bu uğurda ilkelerinden taviz vermemiş bir genel başkan...

İnandıkları uğruna, gözünü bile kırpmadan hayatını feda edecek yapıda olduğuna, rakiplerinin de, sevenlerinin de şahitlik edeceği biri...

* * *

Muhsin Yazıcıoğlu'nun lideri olduğu BBP'nin yakın gelecekte oy patlaması yapma ihtimalinin bulunduğunu söylemek de mümkün değildi kaza döneminde.

O halde...

Eski bir hesabın görülmesidir ancak.

Acaba o hesap neydi?

Muhsin Başkan'ın hayatıyla ödediği o hesabın ne olduğunu, hayatına bakarak bulabiliriz.

Geleceğe değil, geçmişe dönerek.

Başından beri bana ağır gelen taraf ne biliyor musunuz?

O suikasti planlayıp gerçekleştiren kişilerin, şimdi aramızda olması ve kıs kıs gülme ihtimalleri.