Ey azizler, bugünkü sözümüze bir türkü ile başlayalım. Rahmetli Özay Gönlüm derlemişti. Bu satırları okurken, ister onun sesini geçirin zihninizden, isterseniz Makbule Kaya'nın...

"Elindedir bağlama, kara gözlüm ağlama

O günkü sözlerimi, cavır annene söyleme..."

Eleman, hangi gün neler söyledi, nasıl bir tepki gördü, bilmiyoruz.

Tahmin yürütmekse serbest ama sabretmek çok daha iyi...

*

"Haydendi teyzem dayım, kurusun domuz huyum

Ağbeyne ben varicem, yengen olucem gayri..."

Söyleyen kadın ise bu şekilde; değilse şöyle:

"Ablanı ben gaçırcem, enişten olcem gayri..."

*

Sonrası hoplama zıplama faslı:

"Hop diri diri dattiri dittiri dom

Ben yârimi seviyom, ben yârime ölüyom..."

Derken geldik son sahneye; asıl niyet, burada aşikâr ediliyor:

"Sarı çizme giyelim, bizim dama girelim

Annen buban duyarsa, 'tay boşanmış' diyelim..."

*

Damın içi karışacak, eğer biri sesleri duyup gelirse, tedbir önceden düşünülmüş:

"Tay boşanmış" diyecekler.

Türkü yine hoplama zıplama ile devam ediyor:

"Hop diri diri dattiri dittiri dom..."

Bu hop diri'ler kısmını tv diliyle söylersek "biiip" demek gerekir; çoluk var, çocuk var.

*

Sözü Balyoz davasına getireceğim de önce Acıpayam türküsü ile hazırlık yapalım istedim.

Fakat laf olsun diye bu türküyü seçtiğimi zannetmeyin.

Bu türküyü Balyozcu cuntaya armağan ediyorum çünkü dümdüz bir bağlantı var.

Bakın nasıl:

"Yakalanırsak, 'Harp oyunu' deriz..."

*

Nasıl, çok iyi di mi? (Reklâmdaki çarpışma robotunun bozuk ifadesiyle söylersek: Ben çarpıldim...)

Tedbirli olmak başka canım! Helal olsun! Akıllı adamların hali, hemen fark ediliyor.

Yakalanma ihtimali akla gelmiş, daha ne!

Öyle bir durumda, ne şekilde açıklama yapılacağı düşünülüyor; 'Harp oyunu' diyecekler...

Eh, haklarını teslim etmek gerek, hakikaten öyle söylediler.

Tam da kararlaştırdıkları gibi açıklamada bulundular.

*

CD'den çıkanlara göre, bakın ne tür iddialar var:

Hava Kuvvetleri Komutanı Cumhur Asparuk'a istifa etmesi ve darbe sonrası tutuklanabilmesi için uygulanacak psikolojik hareket anlatılıyordu. Buna göre Asparuk ve ailesinin tüm programları izlenecek, askeri ve sivil tüm telefonları dinlenecek, darbenin ardından Orgeneral Asparuk, kendi isteğiyle emekliye zorlanacak, buna yanaşmazsa zorla emeklilik dilekçesi imzalatılarak gözlem altında tutulacaktı.

Belgenin en kritik cümlesi ise "Harp Akademileri K.lığında yapılan hazırlıkların öğrenilmesi durumunda çalışmaların jenerik Harp Oyununa yönelik hazırlıklar olduğu bildirilecek, bu konu ivedilikle özel kurye aracılığı ile Harp Akademileri Komutanı'na (İ. Fırtına) iletilecektir" oldu.

*

Azizim, bu iş harp oyunundan çok, Ali Cengiz oyununa benziyor; yalnız ortada Ali de yok Cengiz de.

Türküyle başladık, Sadi'den bir beyit ile bitirelim.

"Be-deryâ der-menâfi' bî-şümârest

Eger hâhî selâmet der-kenârest..."

Şu demek: Denizde sayısız faydalar vardır. Ancak selamette olmak istiyorsan, o, denizin kenarındadır.