Mısır’da, demokrasi bir yana, askerî yönetimi sivilleştirmek bile kolay değil. Hüsnü Mübârek, hava kuvvetleri komutanlığından -başkan yetkileriyle- cumhurbaşkanı (devlet başkanı) olmuştu. İki selefi Cemal Nâsır ve Enver Sedad keza askerdiler. Bizde bile Atatürk-İnönü-Gürsel-Sunay-Korutürk-Evren asker başkanlar geleneği hiç değilse Bayar-Özal-Demirel-Gül seçimleri ile sivilleşebildi (Bayar bile Millî Mücadele’den gelen yarı asker sayılabilir).
Mübârek, giderayak, devleti gene ancak askerlere emanet edebildi. Devlet başkanlığı yardımcılığını yeniden ihdâs ederek, istihbarat başkanı General Ömer Süleyman’ı getirdi. Başbakanlığa ise hava kuvvetleri komutanı General Ahmed Şefik’i atadı.
Mısır ordusu, asker sayısı bakımından dünyada 10.’dur (Türkiye galiba 5.). 400.000 askeri var, yarısı iç, yarısı dış güvenliğe bakıyor. Yarım milyon da polis. Bu derecede askerîleşmek, halktan korkunun eseri gibi görünüyor.
Zira İsrail barışı sürüyor. Mübârek’in halef gösterdiği Ömer Süleyman da ABD ittifakına çok bağlı bir kişi ve İsrail’le barışın devamını istiyor, Müslüman Kardeşler’e karşı. Mısır’ın İsrail’le kapışmaya başlayıp Amerika’dan kopması Orta Doğu’yu altüst eder. Şimdiden petrol fiyatları yükseldi. İsrail’in Kahire büyükelçisi, büyükelçiliği kapattı, bütün personeli ile Mısır’ı terk etti. Rejim muhalifi 70 Mısırlı, İstanbul’daki başkonsoloslukları önünde Mübârek’e karşı gösteri yaptı.
Mısır’da yağma, dünyanın sayılı müzelerinden olan Firavunlar Mısırı’nın zengin koleksiyonlarının sergilendiği Mısır Müzesi’nden başladı. İki mumyanın başının kopartılması bana Tâlibân’ın Afganistan’da Buda heykellerini topa tutmasını hatırlattı.
Hindistan’da 5.000 kişi, hükûmetin yolsuzluk yaptığı sloganı ile gösteri düzenledi. Çin’de hükûmet, internette Mısır haberlerinin aranmasını yasakladı. Obama, gece yarısı Erdoğan’ı telefonla aradı, Mısır’ı konuştu. Ne oluyoruz?