Diktatörler nereye koşuyor?
Tarih boyunca kendi milletlerine baskı uygulayan zorba yöneticiler çıktığı gibi günümüzde de aynı zulmü tesis eden ve devam ettiren despot devlet adamları da vardır. Hepsinin iki ortak paydası vardır. Birincisi halkları ezme ve kendi batıl yönetimlerini ve iktidar saltanatını devam ettirmek. İkincisi ise hemen hemen hepsinin İlahi adalet nedeniyle daha bu dünya da feci bir akıbete uğramış olmalarıdır. Diktatörlerin kimlik analizine bakıldığında sadece asker kökenli olanlar değil sivil menşeli olanları da vardır. Bir de bunların ötesinde vekaleten diktatör olanları da vardır.
Örneğin Lenin,Mao,Hitler ve Mussolini sivil menşeli diktatörlerdir.General Franko ile general Juan Peron ise asker kökenli zorba devlet adamıdır.Vekaleten diktatörlük yapanların içinde ise Gustav Husak ile Ho Şi Min gibi zorbalar da vardır.
Kur’an-ı Kerim mesajlarında ve Tarihsel kayıtlarda ise zulmün mimarı olarak tanınan antik Mısır kralı Firavun’dur.Öyle ki Firavun hem kendi halkını köleleştirip küçümsemiş,tahtını koruma uğruna binlerce insanı öldürmüş hem de gönderilen peygamberlere kafa tutarak,onları tehdit etmiştir.Firavun aynı zamanda sahip olduğu sapkın fikirlerle iman etmek isteyen insanları da engellemeye çalışmış ve ilahlık iddiasında da bulunmuştur.(Bkz.Kasas Suresi 38,Mümin Suresi 26)Naziat Suresi 24)
Kısacası Antik Mısır hükümdarı Firavun tüm kötülükleri potansiyel olarak şahsında toplayan bir zorba devlet adamı ve en büyük teröristtir.
Zorba devlet adamları sadece gayrı Müslim ülkelerde değil halkı Müslüman olan ülkelerde de görülmüştür. Firavun sonrası tüm beşeri sistemlerde ve özellikle komünizm ya da sosyalizm gibi otoriter ve totaliter rejimlerde açığa çıkan dikta yönetimi ise daha zalim ve daha kan dökücü olmuştur.
Sadece yakın tarihe bir göz atıldığında Çin diktatörü Mao’nun ve Rus diktatörleri Lenin ve Stalin ile Kamboçya diktatörü Pol Pot’ün kendi halkına yaptığı katliamlar tarihe bir utanç vesikası olarak geçmiştir.
Mao ve Pol Pot öğretmen kökenli olmalarına rağmen her türlü katliamı sapkın bir ideoloji uğruna yapmaktan çekinmemişlerdir. Rus diktatörlerin yaptıkları vahşet ve katliamlar ise büyüklüğü nedeniyle rekorlar kitabına dahi geçmiştir.
Bolşevik ihtilalinden sonra Sovyetler Birliğinde mevcut bulunan 26 bin camiden 25 bin tanesi yıktırılmış ve yine Lenin,Stalin ve Troçki dönemlerinde komünizme muhalefet eden 66 milyon 700 bin insan vahşice öldürülmüştür.45 bin din alimi ve 15 bin İslami medrese Rus zorbaları tarafından yıktırılmıştır.
Halkı Müslüman olan ülkelerde çoğu kez İslam kimliği ile yönetime gelen ve fakat sonra halkına zulmedip ihanet eden zalim liderler de çıkmıştır. Suriye,Mısır, Irak,Afganistan,Tunus, Cezayir ve benzeri ülkeler uzun yıllar dikta ile yönetilmiştir.
Görünüşte Müslüman olup aslında siyon ve mason felsefesine hizmet eden ve onların taşeronluğunu yapan nice zalim diktatörler çıkmıştır.Örneğin Suriye eski devlet başkanı Hafız Esad,Mısır eski başkanı Nasır ile şimdilerde koltuğu sallanan zorba devlet başkanı Hüsnü Mübarek,İran devrik şahı Rıza Pehlevi,Irak devrik lideri Saddam Hüseyin ile Tunus lideri Burgiba ile devrik varisi olan Zeynelabidin bin Ali bunların içinde en zalim ünlülerdir.
İster gayrı müslim olsun ister Müslüman görünümlü olsun zalim diktatörlerin en belirgin vasfı kendi halkını ezmek,Siyonist veya evangelist zalimlere taşeronluk yapmak ve çoğu kez İslam Dini ile ilgili olan ve İslam’ı hatırlatan her şeye engel olmaktır.
Halkı Müslüman olan İran ise Şah döneminde oldukça büyük sıkıntılar çekmiştir. İslami giyim tarzını yasaklayan şah,özellikle batılı giyim tarzını teşvik ediyordu.Şah kendi iktidarında Perslerin üstünlüğünü savunan şovenist politikasını da devam ettirmiş,yaptığı devasa törenlerde atası Pers kralı Dara’yı anarak adeta Mecusiliği tavsiye eder olmuştur.Irak’ın despot devrik lideri Saddam Hüseyin de Hıristiyan ve Yahudilerin kışkırtmasıyla İranla savaşmış bu savaşta yüz binlerce müslümanın ölümüne sebep olmuştur.
Son günlerde dünya kamuoyunu en çok ilgilendiren gelişmelerden biri de Tunus ve Mısırdaki halk ayaklanması olmuştur.Batılı zorbaların yakın takibe aldıkları bu halk direnişi belki de bölge ülkelerini de uyanış açısından etkileyecektir.
Osmanlı hakimiyetinden sonra İslam ülkeleri özellikle Fransa,İtalya ve Ispanya diktatörleri tarafından oldukça hırpalanmış ve çeşitli katliamlara maruz bırakılmıştır. Tunus diktatörü, Bin Ali, özellikle faşist ruhlu ve İslam düşmanı İtalyan zorbalarının her istediğini yapmış ve başta tesettür olmak üzere neredeyse İslam’ı hatırlatan her şeye yasak getirmiştir. Türkiye’deki 28 Şubatçı zihniyetler ise Tunus rejimini ve Bin Ali’nin baskı yöntemlerini o dönemler model olarak almayı bile düşünmüşlerdir.
Hukuku değil de kuvveti üstün tutan Firavun,yaptığı zulümler nedeniyle nasıl ilahi azap kırbacından geçirildiyse onun metodunu aynen uygulayan ve onun taşeronluğunu yapan tüm zalimlerin de akıbeti o veya benzeri gibidir.
Daha bu dünyada zillet içinde vatanlarından kaçışları veya sonrası çeşitli patojenlerle(aids vb) baş başa kalmaları onlar için rezil bir sondur. Şüphesiz ilahi mahkemedeki durumları ise çok daha dehşetlidir.
Yüce Allah’ı zalimlerin yaptıkları şeylerden dolayı gafil sanmak büyük bir dalalettir.O, zalimleri gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne sadece erteler.(Bkz.İbrahim Suresi 42,Kamer Suresi 46) Allah,asla ihmal etmez sadece imhal eder..
Mazide ve atide her türlü zulmü yaparak insanları inletenler ,insanlara soy kırım uygulayıp kitle katliamları yapanlar ve İslam’ı yaşamak istediklerinden dolayı onlara engel olup ahını alanlar için Kur’an-ı Kerim’in uyarısı pek çetindir.Alemlerin Rabbi olan Allah (c.c)öyle hüküm veriyor ve diyor ki:
“Ayetlerimiz hakkında yalan te’vile ve tahrife girişenler, elbette bize gizli kalmazlar. Ateşin içine bırakılan mı daha hayırlıdır,yoksa kıyamet günü emniyet içinde gelen mi?Dilediğinizi yapın,çünkü Allah,her ne yaparsanız görmektedir.”(Fussilet Suresi 40)
“Allah’ın nimetlerine nankörlük ile karşılık veren ve bu yüzden kavimlerini helak yurduna sürükleyenleri görmedin mi? Cehenneme kadar yolları var.Yaslansınlar ona.O ne kötü karargahtır.Allah’ın yolundan saptırmak için bir de Allah’a eşler uyduruyorlar.De ki:keyfinize bakın.Çünkü gidişiniz ateşedir.”(İbrahim Suresi 28-30)
“Biz onları,ateşe çağıran öncüler yaptık.Kıyamet gününde ise yardım olunmazlar.Hem kendilerine bu dünyada arkalarından lanet yağdırmaktayız.Hem de kıyamet gününde onlar iğrenç kimselerdendir.”(Kasas Suresi 41-42)
“Şüphesiz,inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tövbe etmeyenlere cehennem azabı ve yanma cezası vardır.” (Buruc Suresi 10)
SONUÇ:Tüm bu ilahi mesajlardan sonra açığa çıkan genel manzara şudur.O zalimler her ne kadar kısacık dünya hayatında zulüm baskı ve her türlü melaneti yapıyor olsalar da aslında onların hızla koştukları yer bellidir.Nereye mi koşuyorlar.Tabi ki cehenneme.Yani zalim diktatörler ve yalakaları kafalarını ve fıtratlarında natürel olarak mevcut olan vicdani duygularını çalıştırmadıklarından dolayı kendi elleriyle cehennemi hak etmiş oluyorlar.(Bkz Hac Suresi 8-10,Mülk Suresi 10-11)Bediüzzaman da ne güzel söylemiş.Zalimler için yaşasın cehennem.
Çağlayanlar gibi akmaya başlayan halk hareketlerini ve onların hukuk ile özgürlük arayışlarını hiçbir zorba güç engelleyemez artık.Domino etkisiyle kükreyen ve şahlanan bölge halkları kendi despot yöneticilerini mutlaka indirecektir inşallah.Oluşan bu devasa tepki seline artık siyon devleti de dayanamayacaktır.Getto terör devleti İsrail ile taşeronu Mübarek rejimi aynı çöküş anaforundadır artık.
İslam ülkelerinde meydana gelen halk direnişlerinin ve uyanışlarının belki bazıları tarafından farklı yorumlandığı düşünülebilir.Yani buradaki halk ayaklanmalarını Emperyal ülkeler başlatmış olabilir veya en azından lojistik destek vermiş olabilir.Ama insanların çoğunun unuttuğu gerçek şu ki, Allah(c.c)zalimlerin kurdukları hile ve provakasyonları giderir ve kurdukları cripto tuzakları zalimlerin üzerine çevirir.Çünkü Allah,kullarının üstünde mutlak galiptir.O,Hakimdir,Habirdir.(Bkz.Ali İmran 54,Enam Suresi 18,Fatır 43)
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri ne güzel söylemiş ve demiş ki:
Hak şerleri hayreyler
Zannetmeki gayreyler
Arif anı seyreyler
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler.