Hafta, yalnız Türkiye’de değil, bütün dünyada, Mısır konusu ile kapanıyor. Konunun önümüzdeki haftalara da sıçrayacağı muhakkak. Mübarek, direniyor. Mensubu bulunduğu ordunun desteğiyle eylül seçimlerine kadar kalabilir miyim provası yapıyor. Derhal seçim ilânına bile yanaşmıyor. Eylüle daha aylar var. Bu müddet içinde neler değişebilir ümidini taşıyor. Halbuki dış ülkelerde 30 milyar dolara kadar tahmin edilen parası bulunduğu söyleniyor. Yoksul babasından kalmadığına göre, 30 yıllık iktidarında yılda 1 milyar biriktirdiği anlaşılıyor!
Monarşiden bu yana Mısır’da, diktatörlerin iktidarlarını hayat boyu uzatan göstermelik, hileye dayanan seçimlerle Mısırlılar, firavunlardan beri tarihlerinin en büyük hakaretine maruz kaldılar. Tam demokratik bir seçim bugün de zorlanır. Ama hilesiz seçim, mec-lisleri oluşturur, devlet başkanını seçer. Amerika’nın adayı, nükleer uzmanı Baradey’dir.
Mısır’ın büyük problemi, binlerce yıldan beri hiç kesiksiz Afrika kıt’asının en önemli ülkesi bulunmasına rağmen, halkının büyük yoksulluk içinde yaşamasıdır. Yoksulluk her yıl artıyor. Zira Mısır nüfusu 9 ayda 1 milyon artıyor. Bangladeş’e dönmesi tehlikesine maruzdur. Bugün 83 milyondur. Bu nüfus Nil Deltası ve Vâdisinde 50.000 kilometrekarede yaşıyor. 1 milyon kilometrekare yüzölçümü, çölden ibarettir.
Arap dünyasında kalkışmalar Tunus ve Mısır’la bitmeyecek. Liberal reformlarda erken davranan, ucuz atlatabilecektir. İran karşısında çok kritik durumda bulunan 6 Körfez Monarşisi’ne gelince:
Suûdî Arabistan, Kuveyt, Bahreyn, Katar, Emîrlikler ve Umman... Bu 6 Arap devletinde halk, ‘Binbir Gece’den sonraki en müreffeh hayatı yaşıyor. Petrol ve doğalgaz içinde yüzüyor. 6 Monarşi’nin toplam rezervi, dünya rezervinin yüzde 40’ıdır ve 66 trilyon dolar değerindedir, doğalgaz rezervleri bu hesabın dışındadır. Fas Krallığı için de ciddi bir tehlike ihtimali azdır.
Elbet Arap monarşilerinde bazı demokratik açılımlar olacak. Fakat Kuzey-batı Avrupa monarşileri gibi Batı standartlarında demokrasi, Asya ve Afrika devletlerinde uygulanamıyor.