Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Kısa adam, uzun adam ve direk

Kısa adam, uzun adam ve direk

Camide namaz kılınırken, safların sık ve düzgün olması önemli.

Hoca efendi uyarsa da uyarmasa da cemaat kendiliğinden saflara dikkat eder.

Geçenlerde, gerilerden gelen biri, önümüzdeki safta bulunan iki kişinin arasında kendine yer açmaya çalıştı.

Aksiliğe bakın ki o iki kişiden biri aksi çıktı.

Neredeyse itişme başlayacak.

Önce gelmiş olan, kendinden sonra gelene itiraz ediyor:

"Buraya sığmayız, arka safa geç."

Diğeri ise orada namaza durmakta kararlı...

"Sığarız sığarız..."

*

Bir iki ayak kıpırdamasıyla yer açılırken, kendini oranın yerlisi zanneden, "tövbe tövbe" diye başını salladı hafiften.

Diğerinin ondan kalır yanı yok aksilikte.

Yüzünü ona doğru çevirdi:

"Nasıl, sığılıyormuş değil mi?"

*

Dışarıdan bakarak ikisinden birini veya her ikisini birden yargılamak yanlış olur.

Şu doğru yaptı, bu yanlış yaptı demek bize düşmez.

Safların sık olması önemli; bu tamam.

Fakat bir de sağlık sorunu dolayısıyla çok yakın durmakta zorlananlar var.

Bel ağrısı, bacak ağrısı olabilir.

Yahut ağrıdan öte bir başka rahatsızlık.

*

"Tam o sırada" diye bir kalıp vardır çizgi romanlarda.

O iki aksi ihtiyarın yer meselesi devam ederken, tam o sırada yani, aynı safın birkaç metre ötesinde bir başka insanlık hali sergilenmekteydi.

*

Epey kısa boylu bir adam, solundakinin bir sonrasında duran kişinin koluna dokundu.

Diğeri uzun boylu biri...

Merak ile baktı.

Kısa adam, ona, önündeki direği işaret etti.

İki elinin işaret parmaklarını kullanarak "Yer değişelim" dedi.

Değiştiler.

*

Uzun adam eğer orada dursaydı, secde sırasında çok zorlanacaktı.

Direk secdeye mani olacak, adamcağız o uzun boyuyla iki büklüm eğilmek zorunda kalacaktı.

Yüzlerindeki ifadeyi görmeliydiniz.

Birbirlerini tanımayan bu iki adamın ikisi de rahatlıkla namazlarını kıldılar.

*

İşte burada, "gereğini düşünüp" hüküm vermemizde bir sakınca yok.

Güzel bir davranışı takdir etmekte ne sakınca olsun?

Yer değiştiren kısa adam ile uzun adamın, diğerleri gibi kaşları çatık değildi.

İkisi de tebessüm içindeydi.

"İnsan güzeldir be yav" dedim kendime; kendim de cevapladı: "Yaratılmışların en şereflisi..."

Sarılıp tebrik etmek geçti içimden o kısa boylu olan babayiğidi, lâkin namaz başlıyordu.

Çıkıştaysa acelem vardı.

Bunları size anlatmakla, gönlümden geçen o tebrik işini de bir bakıma aradan çıkarmış sayılırım diye düşündüm; tam yerini tutmasa da...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi