Sevgili Peygamberimiz “Adı güzel kendi güzel Muhammed”
Yarın Mevlid Kandili. Yani Sevgili Peygamberimizin doğumunun 1440. yıl dönümü.
Dünya, onun yüzü-suyu hürmetine yaratıldı. Cenab-ı Hakk buyuruyor ki: “Seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.” “Enbiya suresi: 107” Ve bir hadis-i kudsîde de deniliyor ki: “Sen olmasaydın, sen olmasaydın, mahlukâtı yaratmazdım!”
Demek ki, varlığımızı ona borçluyuz. Başka dinlerdeki insanların inanışlarına elbette karışmayız, karışamayız. “O halde, onların dini onlara, bizim dinimiz de bize...”
Biz, bütün kâinatın yaratılmasını, Sevgili Peygamberimizin mübarek nuruna bağlıyoruz. Nitekim bütün insanların sağ avuçlarında, aslî rakamlarla, seksen bir yazılı (IV) sol avuçlarında ise on sekiz (VI) rakamı var. İkisinin toplamı doksan dokuz eder ki, Cenab-ı Hakk’ın güzel isimlerinin sayısıdır. Seksen birden on sekiz çıktığı zaman da, biz, sevgili Peygamberimizin yaşını hatırlarız.
İnanan inanır; inanmayana bir şey diyemeyiz.
Bir Müslümanın samimi inancına göre, en büyük insan, en örnek insan, en kahraman insan ve en eskimez insan, Sevgili Peygamberimizdir. İnsanlığın huzuru, saadeti, övüncü, kurtuluşu, ona bağlılığımızdadır. Bin yıl sonra da, on bin yıl sonra da, milyon yıl sonra da... O hep en büyük, en güzel, en örnek insan ve resul olarak selamlanacaktır.
Çünkü O, Kur’an ahlâkıyla ahlâklanmıştır. Bir milyon asır, Kur’anı eskitemeyeceğine göre, Sevgili Peygamberimizin de büyüklüğünden, güzelliğinden ve örnek özelliklerinden bir zırnık bile eksilmez.
Yunus Emre de, Mevlânâ da, Hacı Bayram da, Hacı Bektaş da, Gazâlî de, Şah-ı Nakşibend de, Abdülkadir Geylânî de... ışıklarını Kur’andan ve ondan aldıkları için hiç eskimiyorlar.
Sevgili Peygamberimize ve Kur’ana inanmayanlar da var. Onlar, çağımızın asırlarca gerisinde kalmış karanlık kafalardır.
Yarın Mevlid Kandili! Doğrusu çok merak ediyorum: Hz. İsa’nın doğum gününde, Taksim Meydanını tıklım tıklım dolduran elli bin, altmış bin, yetmiş bin... Müslüman Türk’ün, acaba kaç yüzü değil, kaç kişisi oraya koşacaktır?
Şişli’de, Beyazıt’ta, Bağdat Caddemizde... acaba kaç mağazamız, vitrinlerini onun adına süsleyeceklerdir?
Yarın, Sevgili Peygamberimizin doğum günü! Bütün kâinat, onun yüzü-suyu hürmetine yaratıldı. Biz de ona, şükran borcumuzu eda etmeliyiz. Meselâ yarını, tam bir bayram sevinciyle geçirmeliyiz. Ben İstanbul Belediye Başkanının yerinde olsam, bütün otobüsleri, gemileri, tramvayları parasız işletirim. Türk Hava Yolları Genel Müdürü olsam, ömürleri boyunca, uçağa hiç binmeyenlerden beş yüz kişi seçer, onları İstanbul üzerinde uçururdum. Mesela yarın:
Tüccarlarımız, dükkânlarına, mağazalarına gelen ilk on müşterilerine, çeşitli hediyeler vermeli. Belediyeler, lokantalar, muhtaç kişilere bir öğün yemek yedirmelidirler.
Tiyatrolarımız, sinemalarımız, sadece yarın, kapılarını müşterilerine ardına kadar açmalıdırlar.
Velhasıl Müslüman Türkiye’de, Mevlid Kandili, tam bir bayram şenliği içinde geçmeli!
Sevgili Peygamberimizi ve İslâmı, çeşitli vesilelerle, camilerimizin dışına çıkarmalıyız.
Mevlid Kandiliniz mübarek olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.