Bu taksimi kurt yapmaz...
Toplumun hemen her kesiminden milyonlarca Mısırlı, despot yönetimlerin baskısı altında yıllardan beri çektiklerine 'artık yeter' diyerek, başındaki Firavun özentisini gönderdi...
Kahirede'deki Tahrir Meydanı, ülke genelindeki başkaldırının bayraklaştığı yer olarak zihinlere kazındı...
Şu anda durum ne peki?.. Biraz karışık...
Karışık, çünkü yönetimi geçici olarak devralan Yüksek Ordu Konseyi'nin işleri nasıl yürüteceği hususunda henüz bir netlik yok. Mısır'daki yeni yapılanmanın nasıl olabileceği, dahası nasıl olması gerektiği konusunda kafalar karışık.
Bıçak artık iyice kemiğe dayandığı için meydanlara inip despotu alaşağı edenlerin ortak talepleri temelinde bir yapılanma istendiği açık olsa da, bunun nasıl gerçekleşeceği ciddi bir mesele.
Ülkeden gelen haberlere bakıldığında, Hüsnü Mübarek'in devrilmiş olmasından hoşlanmayan kesimler bulunduğu anlaşılıyor.
Sıkıntılar içerisinde de olsa istikrar içerisinde yaşadıklarına inanan ve değişikliklerin kendilerini bir şekilde rahatsız edebileceğinden çekinen sıradan insanların Mübarek'in gidişinden hoşnut olmamaları, bir anlamda normal...
Ancak, Mısır'dan gelen ve bu ülkedeki cari sistemin gelir dağılımında nasıl bir uçurum oluşturduğunu gözler önüne seren bilgiler, Firavun'un gidişine asıl üzülenlerin, ülkenin kaymağını yemekte olan kesimler olduğunu gözler önüne seriyor.
Dünya Bülteni internet sitesinde Abdullah Aydoğan Kalabalık imzasıyla yayınlanan 'Mısır'daki devrimin acı yüzü' başlıklı yazıda, ülkedeki son durum özetlenirken, çarkların nasıl döndüğüne dair ilgi çekici ayrıntılara de yer veriliyor.
Mısır hapishanelerinde halen çoğu İslami hareketlere mensup 25 bin civarında siyasi mahkum bulunduğu ve bunlardan bazıları hakkında mahkemelerce verilmiş serbest bırakılma kararı olduğu halde güvenlik güçleri tarafından bırakılmadıkları, ilgi çekici ayrıntılardan sadece birisi.
Mısır'da işlerin nasıl yürüdüğü ile ilgili çarpıcı ayrıntılar ise Mübarek döneminde kurulan talan sistemi ile ilgili.
Tıp fakültesini yeni bitirmiş bir doktorun net maaşının 75 dolar olduğu Mısır'da, Sağlık Bakanlığı resmi sözcüsünün maaşı 35 bin dolarmış... Evet yanlış okumadınız, yazıyla otuz beş bin dolar...
Sağlık Bakanlığı resmi sözcülüğü çok önemli bir iş olmalı ki, adam tek başına yeni mezun 500 doktorun aldığı kadar maaş alıyormuş nerdeyse, iyi mi?..
Bankalarda çalışan memurların net maaşları 200 ila 300 dolar arasında iken, banka müdürleri ise ortalama 100 bin dolar civarında bir maaşa talim ediyorlarmış!..
En çarpıcı rakamlar ise medya sahasından: El Ahram'da çalışan normal gazetecilerin maaşları 200 dolar civarında iken; gazetenin genel yayın yönetmeni ise, sıkı durun, 241 bin dolar maaş alıyormuş...
Bir yanda 75, 100, 200, 300 dolar; diğer yanda ise 75 bin, 100 bin, 241 bin dolar maaş...
Ne diyordu rahmetli Üstad Necip Fazıl?
"Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul,
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa..."
Özellikle de ülkenin kaymağını yemekte olan kesimlerin, Mübarek'in gidişine üzülmemeleri elde değil anlaşılan.
Esas mesele, alıştıklarından geri kalmak istemeyecek bu kesimlerin bundan sonra neler yapacakları ve Mısır'da işlerin gidişatını tekrar kendi lehlerine çevirmek için ne gibi girişimlerde bulunacakları...
Tahrir Meydanı'nı akın akın doldurarak 'artık yeter!' diyenler; Mübarek'ten sonra, oluşturduğu sistemi de devirirler inşaallah...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.