Abdülmecid Zindani ile
özellikle Kur’an-ı Kerim’in mucizevi yönü ve Resûlullah (s.a.s.)’in mucizeleri üzerinde çalışmalar yapan, buradan hareketle insanları imana, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in mesajını kabul etmeye çağıran Abdülmecid Zindani ile ilk kez bundan yaklaşık 23 yıl önce Ankara’da görüşmüştük. O zaman çok fazla tanınmıyordu. Ama iman ve Hz. Peygamber (s.a.s.)’in mucizeleriyle ilgili çalışmalarına o zamandan başlamış, bazı eserleri de yayınlanmıştı. O zamanki Ankara ziyaretinde kendisine rehberlik etmek amacıyla bir süre beraberinde dolaşmıştım. Kendisi aslen Yemenli olmakla birlikte o tarihte Yemen’de değil Suudi Arabistan’da ikamet ediyordu.
Yıllar sonra Kudüs Müessesesi’nin kuruluşu münasebetiyle görüştük. Daha sonra da yine bu müessesenin kongrelerinde görüşmelerimiz oldu. Son Yemen seyahatimizde ise bazı arkadaşlarla birlikte evinde ziyaret ettik ve kendisiyle bir süre sohbet etme fırsatı bulduk. Bu görüşmemizde Resûlullah (s.a.s.)’in Yemen’e gönderdiği elçisine verdiği talimatların mucizevi yönü hakkında hazırladığı bir CD ile yine Hz. Muhammed (s.a.s.)’in peygamberliğini teyit eden eski kaynaklar, bilgiler ve mucizeler hakkında hazırladığı “Beyyinatu’r-Resûl ve Mu’cizâtuh (Peygamber’in Delilleri ve Mucizeleri)” adlı kitabını hediye etti.
Arkadaşlardan birinin kitabın ve CD’nin başka dillere tercüme haklarıyla ilgili soru sorması üzerine de, kendisinin tüm kitaplarının ve CD çalışmalarının tercümesinin ve çoğaltılmasının serbest olduğunu, herhangi bir te’lif hakkı istemediğini vurguladı. Zaten bu husus kitabında da belirtiliyor.
Kitabın bir kısmını dönüşte havaalanında ve yolda okudum. Güzel bilgiler içeriyor. İçerdiği bilgilerin bazıları daha önce muhtelif kaynaklarda dile getirilmişti. Ama bazıları da araştırma ürünü tarzında yeni bilgiler sayılır. önemli yanı ise bu konuyla ilgili belli başlı bilgileri derli toplu bir şekilde, kaynaklarını ve dayanaklarını da göstererek sunması. Tercüme ettirip yayınlamak isteyenlere kitabı iade şartıyla kopyalama imkânı tanıyabiliriz. Kitaptaki görsel malzemeleri üstadın yardımcılarıyla irtibata geçerek temin etmek ve basımında kullanmak mümkündür.
CD’yi kopyalamak, içeriğini tercüme ettirmek ve çoğaltmak daha kolaydır. Değerlendirmek isteyenlere bu imkânı tanıyabiliriz. CD’nin içeriği Resûlullah’ın Yemen’e gönderdiği elçisine, bir mescit inşa etmesi ve bu mescidin nereye inşa edileceği, kıblesinin nasıl olacağı hakkında o zaman Medine’den bilgi vermesi hakkında. üstat muhtelif hadis kaynaklarında yer alan bu tarife göre inşa edilen ve hâlen San’a’da mevcut olan caminin kıblesinin her hangi bir meyil olmaksızın aynen tuttuğunu, Resûlullah (s.a.s.)’in normalde mescidin inşa edileceği yeri önceden görmediği ve bilmediği halde bu tarifi yaptığını ama kıblesini tespitte hiç yanılgı olmadığını ispat ediyor.
üstat Abdülmecid Zindani’nin San’a’da aynı zamanda İman üniversitesi adını verdiği bir vakıf üniversitesi var. Biz bu üniversiteyi daha önceki ziyaretimizde gezmiş, yetkilileriyle görüşmüş, yürütülen çalışmalar hakkında bilgi almıştık. Ama bu seyahatimizde üniversitesini tekrar ziyaret etme imkânımız olmadı.
1994 yılında Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih tarafından temeli atılan üniversite, vakıf üniversitesi olması sebebiyle özerk bir yapıya sahip. Eğitim süresi dört yıl olan fakültelerde yüksek lisans için üç yıl, doktora yapmak için de üç yıl daha okumak gerekiyor.
İman üniversitesi'nin şehrin ortasında da bir araştırma merkezi bulunuyor. Araştırma merkezinin şehir merkezine kurulmuş olmasının amacı üniversite dışından da araştırmacıların kolayca istifade etmelerine imkân sağlanması. Buranın biraz daha modern imkânlara sahip olduğu görülüyor. Kütüphane, bilgisayar sistemleriyle donatılmış. Araştırma ürünleri bu bilgisayarlarla kayıt altına alınıyor. Ayrıca üniversitede verilen bazı önemli dersler ve konferanslar burada kayıt altına alınarak arşivleniyor. İsteyenler için kopyalanarak istifade etmeleri sağlanıyor.
üstat Abdülmecid Zindani’yle bu son görüşmemizde, onun da bana Türkiye’yle ilgili yönelttiği ilk soru “Başsavcının açtığı dava hakkında ne yaptınız?” sorusu oldu. Geçen hafta Yemen’den gönderdiğim yazıda da dile getirdiğim üzere AKP’nin kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesi’nde açılan dava bütün İslâm âleminde bir gündem depremine yol açmış ve bütün herkes sonucun nasıl çıkacağını merak ediyor. Davayla ilgili gelişmeleri yakından takip edenlerin tümünün zihninde bunun büyük ölçüde siyasi arka plana sahip olduğu kanaati var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.