LİDER OLMAK
Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel... Bunlar erken Cumhuriyet dönemi çocukları. 20’li doğumlular. Bu nesiller Osmanlı ile Cumhuriyetin buluşma noktasında dünyaya gelmişler. Erbakan 29 ekim 1926 doğumludur. 50’lerde fakültelerini bitirmişler. Veya şöyle diyelim, tek partili cumhuriyet döneminde doğup, çok partili demokratik rejimde hayata başlamışlar. Bu nesillerin bürokrat ve siyasetçi olarak ülke gidişatında vazife almaları ise 1960’lar sonrasıdır.
Süleyman Demirel, Turgut Özal, Necmettin Erbakan’ın hayat boyu kader çizgileri sık sık kesişmiştir. Bazen gönüldaşdırlar, bazen muhalif. Üçü de İstanbul Teknik Üniversiteli. Üçü de çalışkan. Üçü de fakülte sonrası yurt dışında yüksek lisans yapmış. Fakültede bazen aynı odadadırlar. Bazen aynı mescidde.
Merhum Özal’la merhum Erbakan aynı zamanda aynı Hoca’nın talebeleri. İkisi de İskenderpaşa Cemaatinden. İkisinin hamurunda da Mehmed Zahid Kotku Hazretlerinin emeği var.
Ülke topraklarına dağılmaları da ilginçtir. Turgut Özal doğulu, Süleyman Demirel batılı, Necmettin Erbakan Kuzeyli.
Bu üç hal tercümesinde/biyografide 3 eğer vardır.
Eğer, 1969 yılında Süleyman Demirel, TOBB başkanı Prof. Dr. Erbakan’ın Adalet Partisine girme talebini veto etmeyip de kabul etseydi Erbakan, MNP’yi kurmayacak, AP kan kaybetmeyecek, CHP-MSP koalisyonu olmayacak, Kıbrıs’a harekat yapılmayacak, darbeler yaşanamayacaktı vs. vs.
Eğer, Turgut Özal, Milli Nizam Partisi’nden İzmir milletvekili seçilseydi 12 Eylül 1980’de muhtemelen içerdeydi. O takdirde ANAP kurulmayacak, reformalar yapılmayacak, Türkiye, dünya ile buluşmayacaktı.
Eğer, Necmettin Erbakan, Başbakan olmasaydı Kaddafi senaryolu, Sincan tiyatrolu oyunlarla 28 Şubat 1997 darbesi yapılmayacak, Refah Partisi kapatılmayacak, orta dönem Cumhuriyet çocukları, 50’li doğumlular Tayyip Erdoğan’lar, Abdullah Gül’ler Milli Görüş gömleğini çıkartarak AK Parti’yi kurmayacak, bugünkü Bölge Süper Gücü Türkiye, dünyada bir yıldız gibi yükselmeyecekti.
Necmettin Erbakan öyle 5-10 makaleye sığacak bir sima değildir. O, bir idealistti, dava ve mücadele adamıydı, ufuk sahibiydi ve hatipti.
Düşüp kalkmalarının haddi hesabı yok.
Bunların hepsinin bir araya gelmesiyle de liderdi.
Lider olunmaz, lider doğulur.
Olağanüstü bir zekaya sahip olduğunu kendisini tanıyan herkes teslim etmekte. 22 yaşında dışarıda doktora bitirmiş olması çok şey söylüyor olsa gerek. Siyasette bir ekol oldu. Milli Görüş diye bir çığır açtı. Tek başına yola çıktı, milyonlarla buluştu.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, post modern darbeye verdiği destekle Necmettin Erbakandan’dan aynı zamnda 1969’un da intikamını almıştır.
2002’den sonra şunu diyebilseydi çok iyi yapardı. Ama keşkeler, hayatın gerçekleriyle uyuşmuyor.
-Kurduğum siyaset mektebinden cumhurbaşkanı, başbakanlar, sayısız bakanlar, belediye başkanları ve ülkeye hizmet eden binlerce değer yetişti. Kendim de Başbakan oldum. Şimdi de fikrim iktidarda. Dünyanın en bahtlı insanlarından biriyim.
Bunun yerine talebelerini karşısına aldı. Onları rakip gördü.
Şu mücadeleci hayattan çıkan sonuç şu ki, kim olursa olsun bu ülkede yetişen her fikir ve hareket sahibine özen göstermek gerekir. 28 Şubat darebesi yapıldığında kalkınma hızımız 7.5 idi. GSMH 1 puan yükselmişti.
Bu ülkede kumarbaza tahammül edildi, fakat alnı secdeye gelene karşı darbe yapıldı. Erbakan’ın ne kadar milli ve yerli bir insan olduğu şimdi söyleniyor. Bir idealiste yapılanların hesabını tarih önünde kim verecek?
Onu hapse atanların yolunu kesenlerin hiç biri yarın hatırlanmayacak.
Liderlerse unutulmaz. Allah, rahmet eylesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.