Necmettin Erbakan
Necmettin Erbakan, çok partili hayatımızın gündemden hiç düşmeyen birkaç şahsiyetinden biri idi. 1969’da politikaya girdi. 42 yıl oldu, isminin geçmediği gün nadirdir. Süleyman Demirel ve Turgut Özal gibi mühendis-ekonomist tipi 3 önemli politikacımızdan biridir.
Türkiye Odalar Birliği başkanı olarak Ankara’da iken, genel başkan ve başbakan Demirel’e danışmadan, Ekim 1969 seçimlerinde Adalet Partisi’nden adaylığını koydu. AP genel idare kurulunca adaylığı veto edilince, seçime bağımsız girdi.
Konya 16 milletvekili çıkarıyordu. Adalet Partisi 1965’te kazandığı 11 milletvekili ile seçime girdi ve 9 milletvekili kazanarak çıktı. Erbakan, tam 2 milletvekillik oy alarak bağımsız seçildi. Ben de Adalet Partisi Konya milletvekili seçilmiştim. Prof. Dr. Erbakan’ın, o zamana kadar Türkiye Cumhuriyeti’nde telaffuz edilmemiş şeyler söylediği, her yere girip çıktığı, çok faal bir kampanya yürüttüğü haberlerini alıyorduk.
Erbakan’ın halkımıza söyledikleri, gerçekten yeni şeylerdi. Mütefekkir şair Necip Fâzıl Kısakürek’in haftalık Büyük Doğu dergisinde 2. sayfada İdeolocya Örgüsü başlıklı yazılarına inanmış, benimsemişti. Buna Millî Görüş diyor ve millet kelimesini ulus manasında değil, Osmanlı’nın kullandığı anlamda kullanıyordu. Erbakan olmasa idi, Kısakürek’in idealleri dergi sayfalarını aşamayacaktı diyebilirim.
1971 askerî darbesinde Erbakan, zarar görmemek için İsviçre’ye gitti. Dönüşüne askerî yönetim ses çıkarmadı. Yüzde 50 oy alan Adalet Partisi’nin oylarını azaltabileceği düşünülmüştü. Öyle de oldu. 1973 seçimlerinde Erbakan 50 milletvekili kazandı. Oğuzhan Asiltürk-Deniz Baykal mahrem müzakerelerinden anlaşma çıktı. CHP ile koalisyonda Erbakan, başbakan yardımcısı idi. Türk demokrasi tarihinde dönüm noktalarından biri olduğunu tarihçi sıfatımla yazmam gerekir. Şundan dolayı: Cumhuriyet rejiminde dini öne çıkaran bir parti, ilk defa iktidara geliyordu. Yol açılmıştı.
Sonradan Erbakan, Tansu Çiller’le kurduğu koalisyonda başbakan da oldu. Tahran’da Hâşim-i Rafsancânî ve Trablus’ta Kaddâfî ile mahrem görüşmeleri üzerine tepki oluştu. 28 Şubat yaşandı. Demirel’le Ecevit’in birlikte gayreti ile Meclis’in gene kapatılması gibi milletimizi küçük düşüren bir olay yaşanmadı. Erbakan, fikirlerinden zerre taviz vermeksizin, ancak çağdaş politikaya uyum sağlamakta epey de zorlanarak, 85 yaşında vefat etti. Allah rahmet eylesin. Cenazesi kalabalık olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.