AKP’nin referandum kampanyasındaki vaadlerinin başında “YAŞ kararlarıyla ordudan atılan insanların mahkemelerde haklarını arayabilmeleri” idi.

Lâkin bütün ikazlara rağmen, “Anayasa değişikliği paketi”ne YAŞ mağdurları için herhangi bir hükmün konulmadı. Değişikliğin YAŞ’ta “disiplin suçu” perdesinde çoğu mevhum “irtica” gerekçesiyle sorgusuz- sualsiz atılan ve sayıları 1637’yı bulan subay ve astsubayın haklarını iâdesinde yetersiz ve belirsiz kalacağı ikazlarına kulak asılmadı.
İktidar partisi sözcüleri, durumun ilgili “uyum yasası”nda düzeltilip mağduriyetlerin giderileceği sözünü verdiler. Lâkin ilgili yasa tasarısında da aynı zâfiyet görülüyor.
Adalet Bakanlığının önce YAŞ’zedeleri YAŞ’a ve Askerî Yüksek İdâre Mahkemesine (AYİM) havale etmesine karşı, Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER), “AYİM de taraflı bir mahkeme; bu düzenleme, mağdurları, YAŞ’ı oluşturan 15 generale kurban etmek anlamına gelir” uyarısında bulundu.
Bunun “kuzuyu kurda, ciğeri kediye emânet etmek olduğu” yorumunu yaptı…
Neticede, 12 Eylül ve 28 Şubat dönemi mağduriyetlerinin giderilmesi için âcilen bir kanun çıkarmanın gerektiğini bildiren YAŞ’zedeler, 27 Mayıs 1960 darbesi cuntasınca ordudan ihrâç edilen ve Emekli İnkilap Subayları Derneğini (EMİNSU) kuran 7 bin subaya, peşpeşe dört yasa çıkarılarak 40 yıl çalışmış gibi emekli aylığı bağlanarak göreve devam eden emsalleri ile aynı düzeye getirilip bütün malî haklarının tanınmasını, emsal göstermekteler…

“MSB KOMİSYONU VE AYİM TARAFLI!”
Ne var ki Meclis Millî Savunma Komisyonundan geçen tasarıda, YAŞ kararlarıyla ordudan ilişiği kesilen subay ve subaylara emeklilik hakkını elde edebilmeleri için başvuracakları Millî Savunma Bakanlığı (MSB) komisyonda en geç bir yıl içinde görüşülüp red veya kabulünü öngörülüyor. İkinci başvuru mercii olarak AYİM gösteriliyor…
ASDER eski Genel Başkanı emekli Tuğg. Adnan Tanrıverdi’nin, ilk başvuru adresi olarak gösterilen MSB karargâhının YAŞ’tan farklı olmadığını belirtip, “Başvuruların çoğu uydurma belgelerden dolayı reddedilir” yakınması, bunun ifâdesi…
Bundandır ki, YAŞ’zede temsilcileri, AYİM’de askerî hâkim bağımsızlığı sağlanmadan bu başvurulardan da âdil sonuç alınamayacağını, düzenlemenin bu haliyle mağduriyetleri arttıracağını uyarıyorlar. Dahası askerî mahkemenin garip bir “karar”la “içtihad” oluşturup emsal teşkiliyle yüzlerce mağdurun hakkının gasbedileceğini kaydediyorlar.
Özetle, tasarının “mağdurlar için yeni bir tuzak” olduğuna dikkat çekiyorlar ve bu haliyle havanda su dövmek olduğunu ve bir işe yaramayacağını öncelikle açıklıyorlar…
Ayrıca tasarıya, 7 Aralık 1983 tarihinden önceki yargı denetimine kapalı bir tasarruf ile ordudan atılan ya da haklarında kovuşturma açılarak TSK’dan ilişiği kesilip ancak sonradan yargılanarak beraat ettiği halde idarece veya yargı kararı ile görevine iade edilmeyenlerin de dahil edilmesinin gereğini ortaya koyuyorlar…

“YAŞ İŞİ” DE Mİ SEÇİM MALZEMESİ?
Kısacası YAŞ’zedeler, gasbedilen özlük haklarının iâdesi için idarî kararla atılan subay ve assubayların dönmesine peşinen karşı çıkan “MSB komisyonu”na güvenmiyor; “Komisyonun âdil davranabileceğini düşünmek gaflet olur” endişesini izhar edip müracaatların Meclis Millî Savunma Komisyonuna yapılmasını talep ediyorlar.
YAŞ çizgisi dışında karar veremeyecek AYİM yerine özel bir idare mahkemesinin yetkilendirilmesini, dâvâların tam tersi te’villerle istismara uğramaması için idarenin ve komisyonunun yetkilerinin kanunla sınırlandırılmasının lüzumunu belirtiyorlar.
Bakalım, son yıllarda sürekli “şerh koymak”la geçiştirdiği ve döneminde üç yüze yakın subay/astsubayın ihraç edilen AKP iktidarı, YAŞ’zedelerin endişelerine kulak verecek mi?
Yoksa “YAŞ işi”ni de “düzeltme talepleri” nazara alınmadan referandumda olduğu gibi “yeni sivil demokratik anayasa’ vaadi” ile birlikte seçim sonrasına bırakıp bir “seçim malzemesi” olarak kullanmakla mı kalacak?