Yine AB’ye rest, ABD’ye suskun…
Türkiye’nin seçim sath-ı mâiline girdiği süreçte Başbakan Erdoğan’ın Almanya’da bir defa daha en ağır ifâdelerle Avrupa Birliği’ne rest çekmesi, düşündürücü…
Bilindiği gibi daha önce de Erdoğan defalarca AB’ye rest çekip meydan okumuş, “AB’de dananın kuyruğunun kopması”ndan bahsetmişti…
Keza Cumhurbaşkanı Gül, AB içinde Truva atı işlevini gören İngiltere’de, “Başlıkları biz açarız, biz kaparız” diye AB’ye örtülü rest mesajları yollamış; uzun yıllar Beyaz Saray tercümanlığı yapan AB’den sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzâkereci Bağış da “Türkiye’nin gün geçtikçe AB’ye ihtiyacı kalmıyor” cümlesini kullanmıştı.
Ancak Erdoğan’ın Türk-Alman Ekonomi Kongresi’nde, “vize muafiyeti”nde Türkiye’ye reva görülen haksızlık üzerine, “Biz Türkiye’yi istemiyoruz’ diyorsanız, başım gözüm üstüne... Ama bizi oyalamayın, ne siz yorulun ne de biz yorulalım” demesi, Türkiye’nin AB projesini gerçekleştirmekten öte, daha bâriz bir biçimde AB’den cayma sinyalleri veriyor.
AB’nin başta vize meselesindeki çifte standardı ve Türkiye’nin haklı Kıbrıs dâvâsına yanlış yaklaşımı olmak üzere, AB’nin ikircikli tavrını tenkit edip ikaz etmek elbette gerekli.
Lâkin bu uyarıları, “AB içindeki AB ve Türkiye karşıtları”nın etkisiyle uç veren ve AB’ye yakışmayan yanlış politikalarının eleştirisi aşılarak sert demeçlerle Türkiye’nin yarım asrı aşkındır bir demokrasi ve medeniyet projesi olarak peşinde olduğu AB üyeliğinden çıkma anlamında, “Açık olun, boşuna birbirimizi oyalamayalım” raddesine vardırmak dikkat çekici…
NEDEN “ÇATIŞMA DİLİ”?
Başbakan, AB’ye serzenişinde oldukça haklı. Fakat hemen peşinden, “O zaman benim aklıma başka şeyler geliyor. Demek ki AB, medeniyetler ittifakının değil, Hıristiyan birliğinin merkezi olmayı düşünüyor” deyip “birbirimize çalım atmayalım” futbol jargonuyla “ahde vefa” üzerinden saldırması, çarpıcı…
Bu durum, AB’ye yakınmadan ziyâde, “gömleği”ni çıkardığını iddia ettiği Millî Görüş siyasî geçmişinden kalma “AB Hıristiyan kulübü” zihniyetinin tezâhürü oluyor…
Erdoğan “Benim gizli ajandam yok” diyor, ama akabinde “Her şeyi açık konuşalım” diye bir nev'î maksadının ipuçlarını veriyor…
Türkiye, beş yıldır süren tam üyelik müzâkere sürecinde 35 başlıktan 13’ünü açtırabilen ve ancak bir başlığı kapatabilen Ankara’nın AB kırılganlığı ortada. Buna mukabil, AB’de uğradığı haksızlığı gidermek, Kıbrıs konusunun AB’yi bloke etmesinin yanlışlığını uluslar arası mercilere açıklayıp ikna ederek Türkiye’nin haklı görüşlerini kabul ettirmek hükûmetin görevi.
Ne var ki AKP hükûmeti, Türkiye’nin yarım asrı aşkındır demokrasi, özgürlükler ve ilerleme kaydetmek ve Türkiye’nin haklı politikalarını ortaya koymak yerine, Ankara AB ile hep anlamsız bir çatışma dilini tercih ediyor…
“HÜKÛMETİN İŞİ”!
Peki, AKP iktidarının Amerika’nın örtülü ve açık işgal stratejisine endeksli Pentagon politikalarına tam destek verdiği vetirede, her defasında AB’ye rest çeken Erdoğan, neden Türkiye’nin yanıbaşında Müslüman komşu Irak’ı hegemonya ve çıkarları hesabına işgal edip, iki milyona yakın mâsum sivili katleden ABD’ye en ufak bir ta’rizde bulunmaz?
Fas’tan Hindikuş Dağlarına kadar bütün İslâm dünyasını BOP’un “ılımlı İslâm” projesiyle küresel egemenliği ve çıkarları adına uyumlaştırmaya çalışan, İsrail’in güvenliği için her türlü sinsî taktik ve dayatmalarla “değiştirip dönüştürmeye” uğraşan ABD’ye tek kelimeyle meydan okumaz? ABD’nin bir milyona yakın insanın öldürüldüğü Afganistan işgalinin vahâmetine itiraz etmeyip, Asya ve Hazar Havzası enerji kaynakları ve hatları çıkarları hesabına savaş cephesinde işgalcilerin yanında yer alır “ek askerî birlik”le destek verir?
Gerçekten AKP hükümeti, AB ile her “problemi” ve “anlaşmazlığı” AB’den vazgeçme söylemi üzerinden azdırmasının anlamı nedir?
Başbakan’ın ikide bir, “Bizi AB’ye istemiyorsanız açıkça söyleyin; siz de rahat edersiniz, biz de işimize bakarız” çıkışının amacı ne? “Hükûmetin işi”, AB’nin farklı muamelesine karşı Türkiye’nin haklı perspektifini anlatmak mı, yoksa AB treninden atlamak mı?
AKP iktidarı, AB’den ayrılıp bir “Körfez sultanlığı” gibi ABD kulvarına atlamanın temrinlerini mi yapıyor?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.