Doğru, köy muhtarı olmadı, İslam âlemine muhtar oldu
Bir hak teslim edilmeli ki Hüseyin Çelik, parlak bir beyindir, okur-yazardır. Vanlı bir fakir babanın evlat yetiştirmesindeki fevkalade maharet, bu ülkeye bir kaç değerli evlat ve bilhassa Türk Milli Eğitimine, siyasetine ve ilim dünyasına Hüseyin Çelik diye muvaffak bir imza kazandırmıştır.
O imkan mahrum fakat irfana malik babalar üzerine bir gün araştırma yapılır. Onlar, diplomalı değildi, numune insanlardı. Cumhuriyet döneminin en büyük hatalarından biri diploma eşittir her şey denilmesi olmuştur. Sonunda da ortalık diplomalı cahillerden geçilmez oldu.
Bir gün dostumuzla Bakanlık makamında konuşuyorduk. Söz Tayyip Erdoğan’a geldi. İşte o zaman bu hatırasını bizimle paylaştı:
-Partiyi yeni kurmuşuz. Bir sabah bir de baktık ki Hürriyet gazetesi, Tayyip Bey hakkında berbat bir manşet atmış ‘köy muhtarı bile yapmazlar!’ Canı çok sıkıldı, üzüldü. Bunun üzerine ‘sayın genel başkanım üzülmeyin, müsaade ederseniz size bir şiir okuyacağım’ dedim ve Sezai Beyin Esir Kentten Başkentler Başkentine’ şiirinden bir bölüm okudum. Ferahladı sonra programımız gereği uçağa bindik. Bir süre sonra ‘Hüseyin Bey şu şiiri bir kere daha okur musun?’ dedi, bir kere daha okudum.
Tahminim o ki Tayyip Bey de Sezai Karakoç’un o şiirini biliyordu. Kendisi biliyordu, fakat onu hatırlatan bir başkasından dinlemek ferahlık veriyordu...
Başbakan Tayyip Erdoğan, bu haftaki grup toplantısında pürüzsüz konuştu ‘biz bu medya ile vuruşa vuruşa geldik’ dedi. Ve ilave etti ‘bizim için köy muhtarı bile yapmazlar diye manşet atmışlardı’.
Ne tevafuktur ki biz, bu konuşmadan iki hafta evvel Twitter’da Hürriyet’in amiral gemisi olma döneminin kapandığını not düşmüştük. Ve yine bu konuşmadan bir gün evvel kaleme aldığımız Çarşamba günkü makalemizde bu mevzuu tahlil ettik.
Manşetin tercümesi şu, Başbakanlık ne kelime köy muhtarı bile yapmazlar!.
Kimi yapmazlar? Tayyip Erdoğan’ı. Kim yapmaz? Dil altında olan derin devlet. O kim? Asker.
Bugünden bakarak düne dair sağlıklı tesbitler yapılabilir. Birinci gerçek şudur, askerin yaşadığı problemleri tezgahlayan bir kısım medyadır. Genelkurmay, tercih yanılması yaşamıştır. İkinci gerçek, bir kısım medya, bir kısım gazete yöneticileri ve bir kısım köşe yazarları kibirlerinden ülke doğrularını görme kabiliyetlerini kaybetmişlerdir. Mühim olan alınan oy değil, seçim ve sandık değil, mührün kime layık görüleceğidir. Seçmen de halk da kimmiş? O meşhur aşağılamalarıyla ‘Hasolar-Memolar’.
O manşet üzerine o gün ne kadar şişinmişlerdir.
Şimdi o manşetleri atanların yerlerinde yeller esiyor.
Yarın yel, esecek yer de kalmayacak.
Tayyip Erdoğan’ın, Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanına ‘one minute!’ dediği gece tv’den şunu seslenmiştik ‘şu andan itibaren bütün İslam aleminde Sultan Abdülhamid Handan sonra en çok sevilen lider Recep Tayyip Erdoğan’dır!’
Doğru, Tayyip Erdoğan, Köy muhtarı olmadı ama İslam aleminin muhtarı oldu.
Bonjour ekselansları!
Nesilleri kalem pınarlarından emzirerek bu mübarek coğrafyaya liderler, şahsiyetler ve adam gibi adamlar hediye edenlere selam olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.