Farkın farktan farkı var
“Libya’ya füze yağdı”
“Kaddafi için yolun sonu”
“Libya yanıyor”
“Kaddafi zorbası bombalanıyor”
“Füze yağmuru”
“Kaddafi ateş altında”
“Diktatöre bomba yağdı”
…
Ne kadar tanıdık başlıklar, öyle değil mi?
2003’ün aynı tarihindeki gazete manşetleri de böyleydi.
Libya ve Kaddafi’nin yerine Irak ve Saddam’ı koy, başlıklar tıpatıp aynı.
Ne de olsa olay aynı…
19 Mart 2003: Batılı güçlerce Irak işgal ediliyor.
Gerekçe: “Irak’ı özgürleştireceğiz.”
19 Mart 2011: Batılı güçlerce Libya bombalanıyor.
Gerekçe: “Tehdit altındaki Libyalılara yardım götürüyoruz.”
Her şey ama her şey aynı.
Durum aynı…
Karşı argümanlar aynı…
Perde gerisindeki niyetler aynı…
Sonuç aynı…
Türkiye’de basınımıza da böyle başlıklarla bu yaşananları aktarma görevi düşüyor olsa gerek ki, hiç biri sorgulama gereği duymuyor.
“Ne oluyor kardeşim. Siz kim oluyorsunuz? Bu saldırı hakkında kendinizde nasıl buluyorsunuz?” demiyor.
“Kaddafi diktatörlüğü” dilimizi bağladı ise…
İsrail katliamları karşısında ise yıllardır üç maymunun oynandığını da mı hatırlatamayız?
En azından bu çifte standardı ortaya koyamaz mıyız?
Pazar günkü gazete manşetlerinin hemen hemen tamamı bu şekilde idi; yukarıda sıraladım.
Ama biri çok açık bir şekilde farklıydı.
“İşte Batı Ahlakı” diyordu, o gazete.
Ve ekliyordu:
“Daha düne kadar petrol çıkarları için Kaddafi’nin elini öpen Batılı liderler, çıkarları tehlikeye girince, Kaddafi kontrolündeki hedefleri bombalamaya başladılar. Batı, bir kez daha emperyalist yüzünü gösterdi.”
Bu gazete Akit’ti.
Akit, Libya’ya yönelik operasyonu “Batılı ülkelerin yeni bir haçlı seferi” olarak değerlendiriyordu.
Sivillerin yaşamını yitirdiğine dikkat çekerek, bu ülkelerin dertlerinin Irak’ta olduğu gibi Libya’da da petrol olduğuna işaret ediyordu.
Bunu bu şekilde bir tek Akit dillendirdi, manşetten.
Ha bir de Taraf’ın manşeti farklıydı.
Hakkını yemeyelim!
Ama onun farkı, tarafgirlikteydi.
Sevinç çığlıkları atıyordu, Taraf: “Kaddafi zorbası bombalanıyor.”
Arada Müslüman siviller hayatlarından olmuş, bunu hiç ağzına almıyordu.
Olur da…
Birgün bir babayiğit çıkar ve İsrail’den katliamlarının hesabını sormaya kalkarsa…
O zaman da aynı manşetleri atarlar mı acaba?
Hele hele Taraf, “İsrail zorbası bombalanıyor” diye manşet atar mı çok merak ediyorum.
Pazar günkü gazeteleri okurken kapıldığım bu düşüncelerle kendi kendime
“Demek ki farktan farka fark varmış” diye düşündüm…
Ümidimiz bu “fark”ların hakkınca fark edilmesi.
Haftaya görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.