Mısır Cumhurbaşkanı Hüsni Mübarek geçtiğimiz günlerde 80. doğum yıldönümünü kutladı. Bir ara öldüğüne dair söylentiler medyaya yansımıştı. Mısırlılar tam ümitlenip sevinecekken, Hüsni girdiği delikten kafasını çıkararak: “Boşuna sevinmeyin, buradayım, yaşıyorum. öldüğüme dair haberler yayarak sizi ümitlendirenleri de mahkemeye vereceğim” dedi. Şimdi de 80. yaş gününde dipdiri olduğunu ve Mısır halkının tepesinde boza pişirmeye devam ettiğini tüm dünyaya duyurmak için doğum günü kutlamaları yapıyor. 80. yaş gününü kendini daha bir tabulaştırmak ve karizmatik kimliğe kavuşturmak amacıyla değerlendirmeye çalışıyor. Oysa bir yandan da Mısır halkına karşı devlet terörünü bütün şiddetiyle uygulamaya devam ediyor. Hatta 80. yaş günü kutlamalarını bile bu şiddetin gerekçesi yapabiliyor ve buna binaen, düzenlediği programlara sıcak bakmayanları “rejim düşmanları” olarak değerlendirip siyasî baskının hedefine yerleştirebiliyor.
Böyle olmakla birlikte Hüsni’nin seksenine geldiğinin duyulması, Mısırlıları biraz ümitlendiriyor. Hatta bazı Mısırlıların bu ümitlerinden kaynaklanan sevinçlerini ifade etmek amacıyla yaş günü kutlamalarına iştirak ettiklerini söylersek hatalı bir tahminde bulunmuş olmayız.
öbür yandan işgalci Siyonist devlet, 60. kuruluş yıldönümünü kutlamak için yoğun hazırlıklarını sürdürüyor. Filistinliler saldırgan Siyonist devletin kuruluşunu “en-Nekbe (Büyük Felaket)” olarak adlandırıyorlar. Biz bu terimi daha önce de muhtelif yazılarımızda dile getirmiştik. Ancak gördüğümüz kadarıyla işgal devletinin kuruluşunun 60. yıldönümü münasebetiyle bu terim daha yaygın bir şekilde kullanılır oldu ve intifada gibi Nekbe de Filistin davasının insanlığın ortak dil kültürüne kattığı bir kelime oldu.
Filistinliler ve Filistin davasına samimiyetle yaklaşanlar da Nekbe’nin 60. yıldönümü münasebetiyle Siyonist vahşetin gerçek kimliğini ortaya koymak ve bu vahşetin artık son bulması gerektiği yönündeki taleplerini dile getirmek için muhtelif etkinlikler düzenliyorlar.
Görüldüğü kadarıyla her iki “yıldönümünde” de hüzün ve sevinç iç içe girmiş durumda. Hüsni 80. yaş gününü zikrettiğimiz sebeplerden dolayı bir mutluluk ve sevinç günü olarak değerlendirmek isterken, yolun sonuna yaklaştığını fark etmenin sebep olduğu üzüntüyü de belli etmemeye, içine atmaya çalışıyor. Mısırlılar bir yandan “Bu adam 80. yaşında hâlâ tepemizde..” diyerek kutlamalardan rahatsız olmakla birlikte, öte yandan “Adam artık zar zor ayakta duruyor, kendisi gibi tahtı da sallanmaya başladı..” diye düşünerek seviniyorlar.
Siyonist devlet bir yandan kuruluşunun 60. yıldönümünü kutlama hazırlıklarını tüm hızıyla sürdürürken, diğer yandan karşısında meşru haklarından vazgeçmemekte kararlı, tüm baskılara göğüs geren ve azimle yoluna devam eden bir direniş olmasından dolayı endişeli. Gerek işgal devleti ve gerekse onun arkasında duran uluslararası güçler İsrail’in geleceğini ve güvenliğini garanti altına alabilmek için muhtelif projeler üretmeye çalışıyorlar. Ama Siyonist işgali meşru kabul etmeme ilkesinden taviz vermeyen İslâmî direnişi devre dışı bırakan bir projeyi hayata geçirmekte de ısrarlı davranıyorlar. Oysa İslâmî direniş, Filistin davasının bir gerçeğidir ve artık onu gözardı eden bir formülün hayat bulması mümkün değildir.
Filistin halkı Nekbe’yi 60. kez hatırlamak zorunda olmaktan ve 60. yılında hâlâ insanlık dışı işgalin devam ediyor olmasından dolayı hüzünlüler. Dolayısıyla düzenledikleri etkinliklerin temelinde öncelikle hüzün var. Ama bir yandan da Siyonist işgalin yıpranmışlığının sürekli artmasından dolayı sona yaklaştığı ümidinin belirmesine seviniyorlar. Uluslararası Siyonizm 1897 Basel Kongresi’nde birinci 50 yılı Yahudiler için devlet kurma, ikinci 50 yılı Büyük İsrail idealini gerçekleştirme merhalesi olarak belirlediği halde, bugün 60. yıldönümüne yaklaşan işgal devletinin yıpranmışlıktan dolayı sallandığı görülüyor. Yurtlarından çıkarılmış olan Filistinliler ise yurda dönüş haklarından vazgeçmeme konusundaki kararlılıklarından taviz vermek istemiyorlar.
Biz inşallah Nekbe’nin 60. yılıyla ilgili olarak, Siyonist işgalin geçmişi ve bugünü hakkında ayrıntılı bilgiler içeren dosya hazırlayacak, konuyu gündeme getirmek isteyen medya organlarının ilgisine sunmaya çalışacağız. Muhterem Abdurrahman Dilipak’ın Cumartesi akşamları Hilal TV’de yayınlanan ‘Bir Başka Açıdan’ programında da bu hafta inşallah bu konu üzerinde durulacak.