Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

“Darbe” kelimesinin yeni karşılığı “savaş” mı?

“Darbe” kelimesinin yeni karşılığı “savaş” mı?

Çölaşan Çölaşan olmadan neydi?
Bu sorunun cevabını, yani eski soyadını, fazla kurcalamayacağım.
“Çölaşan” soyadı artık kimsenin hatırına Devlet Meteoroloji Genel Müdürü Ümran Emin’den dolayı gelmiyor.
O dönem geçeli çok oldu.
Oğlu Emin, önce bürokrat olmak istedi. Hasan Celal Güzel’in yazdığı gibi, başaramadı!
Sonra nasılsa gazeteci oldu. Nasıl gazeteci?
Muhbir gazeteci!
Hangi karanlık mihraklara hizmet etti? Bunun karşılığında neler elde etti?
Bunlar da ayrı bir bahis.
Sonra hizmet sunduğu merkezler onu azad etti. Hiç ayrılmak istemediği gazeteden atıldı. “Kovulduk ey halkım!” diye kitap yazdı!
Belki da basın tarihinde kovulmanın kitabını yazan ilk gazeteci oldu!
Şimdi yalan dolan ve tahrik üzerine kurulu bir gazetenin yazarı. Bu gazeteyi okuyanlar bugünün Türkiye’sinden, dünyasından gerçek anlamda asla haberdar olamazlar.
Çünkü gazete bütün okuyucularına her gün ücretsiz katır gözlüğü veriyor. Katır gözlüğü at gözlüğünün daha kalın olanına, asla ışık sızdırmayanına denir (bu arada hatırlatalım).
Tabii bugünlerde Çölaşan sadece “gasteci” Emin’in soyadı olarak bilinmiyor, hanımı da meşhur oldu ahir ömründe.
Onu önce rica minnet Danıştay üyesi yaptırmıştı. Sonra başkan bile oldu!
Danıştaycılık ile darbecilik arasında nasıl bir ilişki olduğunu ondan öğrendik. Sonra süresi doldu, emekli oldu.
Emeklilikten sonra ADD’nin başına geçti. “Bu ADD de neyin nesi?” diyenler olabilir.
Atatürkçü Düşünce Derneği!
Hani şu devlet ödeneklerinden beslenen, sabık cumhurbaşkanının özel tahsisat sağladığı, başka hangi merkezlerin ve mihrakların desteklediği tam olarak bilinmeyen dernek!
Dernek ama, para-militer bir dernek. Bir ara başında eskilerden bir Anayasa Mahkemesi başkanı bulunmuştu. Sonra anlı şanlı eski candarma kumandanı.
Ergenekonun sayılı sanıklarındandı, kafayı çarptı, hafızasını kaybetti. Yeşilçamın onunla ilgili filmi gişe rekorları kırabilir!
Böyle anlı şanlı bir paşanın koltuğunda şimdi bir hatun oturuyor.
İşte bu hatun Türkiye’nin yeniden bağımsız, ulusal, demokratik ve çağdaş bir ülke haline getirilmesi gerektiğini söylemiş. Bunun için savaşa hazır olmamız gerektiğini beyan etmiş!
Yeni bir Nene Hatun, bir Kara Fatma ile mi karşı karşıyayız?
Kiminle savaşacağız? Düşman kim?
Bu hanımlar Rusla, Yunanla filan savaşmıştı.
Çölaşan hanım ve ADD’si kiminle savaşacak?
Yoksa “darbe” kelimesinin sözlüklerindeki yeni karşılığı “savaş” mı?



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi