Rok

Rok

Bilirsiniz, satranç oynarken belirli şartlarda şahla kulenin yerini değiştirmeğe, yâni tek bir hamlede iki taşı oynatmağa “rok” denir. Ben bugün bunu politik bağlamda ve mecâzî anlamda kullanmak istiyorum. Başkan Barack Obama en önemli görevlilerinden teşekkül eden “çekirdek kadro”da önemli bir değişikliğe gitdi ve bir tür “rok” yaparak iki kilit adamının yerlerini değiştirdi. Böylece Afganistan’daki Amerikan Kuvvetleri (Isaf) Kumandanı General David Petraeus CIA’nın başına direktör olarak getirilirken hâlihazırdaki CIA Şefi Leon Panetta ise Savunma Bakanı oldu. Demokrat Partili Başkan Obama’nın şimdiye kadarki Savunma Bakanı Robert Gates ise, garibdir ki, aynı zamanda Başkan George Bush’un da son Savunma Bakanıydı, yâni Cumhûriyetçi Parti’dendi. Washington’u benden çok daha iyi bilen gözlemciler öteden beri Gates’in bu görevde bırakılmasını çok yerinde bir davranış olarak değerlendirirler. Bense bunlar konuşulurken sanki çok şeyler biliyormuşum da kendime saklıyormuşum gibi mânâlı mânâlı kafamı sallarım. Tekrar ciddiyete avdet edecek olursak Gates “realist” olarak değerlendirilen politikacılardandı(r) ve Afganistan’daki Amerikan askerî gücünün bâriz biçimde arttırılması gerektiği görüşünü savunmuşdur. Aslında tam aksi vaadlerle seçimi kazanan Obama’nın Gates’i muhâfaza etmesi, daha ilk andan îtibâren nasıl bir baskı ve markaj altına
alındığının sarîh göstergelerinden biridir bence. Şimdi artık evine yollanması Başkan Obama’nın yüzyüze bulunduğu mâlî sıkıntılarla ilgilidir kanaatindeyim. Zîrâ Başkan her hâl ve kârda fevkalâde önemli açıklar veren bütçesini konsolide etmek, bir şekilde istikrâra kavuşturmak zorunda. Yoksa ABD büyük bir hızla finansiyel bir felâkete doğru yol alıyor.

Bunun yoluysa evleviyetle askerî harcamaları kısıtlamakdan geçiyor. Öte yandan gerek Libya ve gerekse Yemen’le Bahreyn gerekse çok daha büyük bir yangının uğursuz alâmetlerini taşıyan Sûriye Beyaz Saray’ı aşırı ölçüde zor bir ikilemle karşı karşıya bırakıyor. Eğer bilhassa Sûriye’de kötümser senaryolar gerçekleşirse, indirim şöyle dursun, askerî harcamaların tüyler ürpertici tarzda fırlaması dahî sözkonusu olabilir. Ben bu bakımdan geçen hafta son derece gizli olarak tam beş gün beş gece Ankara’daki yetkililerle görüşen Leon Panetta’nın bu ziyâreti CIA Şefinden ziyâde müstakbel Savunma Bakanı olarak yaptığını sanıyorum. Bunun somut olarak ne anlama geldiğini ise önümüzdeki günler gösterecek.

Görüldüğü üzere Türkiye, istese de istemese de önemli bir aktör ve tepine tepine reddetse dahî önemi gitgide artan bir “senarist” olma yönünde de ilerliyor. Yâni sâdece “oyun”da rol almıyor, onu yazanlar arasında da yer alıyor.

NOT: Sayın Başbakan’ın “çılgın proje”si, tabiata karşı fevkalâde şiddetli ve derinlemesine bir müdâhale olarak beni ürkütüyor ve kendi kendime soruyorum: Peki, oradaki bitki ve hayvan varlığı ne olacak?

Sonra Trakya’yı (şu bizim Şarqî Rumeli’yi!) paçavra gibi caarrt diye ortasından yırtmak da ne yalan söyleyeyim biraz ağırıma gidiyor.

Morukluğuma veriniz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi