YSK kanuna değil, sokağa uydu
Hafta içi Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ı ağırladık.
SP Lideri, beraberindeki parti Basın Müşaviri Mustafa Yılmaz ile birlikte Habervaktim’i ziyaret etti.
Öncelikle SP Lideri’ne teşekkürü borç biliyorum.
Seçim arifesinde, bu yoğunlukta bize zaman ayırdığı için.
Partisinin seçim çalışmaları hakkında bilgi veren Kamalak, öngörülerini anlattı.
Güçlü yapısıyla bilinen Milli Görüş Teşkilatı, gecesini gündüzüne katmış çalışıyor.
Halka diğer partilerden farklarını ve vaatlerini anlatıyorlar.
SP Lideri seçime kadar 50 il ve ilçede miting yapacak.
Mitinglerine hayli anlamlı bir şehirden; Kurtuluş Savaşı'nın simge şehri, Sütçü İmam'ın memleketi Kahramanmaraş'tan başlayan SP, coşkuyla karşılandı burada.
Kamalak ve ekibi için büyük bir moral oldu Kahramanmaraş mitingi.
Habervaktim’i ziyaretinde, seçim vaatlerini anlatan Kamalak’ın en çok da yeni anayasa ile ilgili söyledikleri dikkatimi çekti.
Kamalak ve partisinin bu konudaki duruşu çok anlamlı:
“Tamam, yeni bir anayasa yapalım da, nasıl bir anayasa olacak bu” diyen Kamalak, “Yeni anayasa demekle iş bitmiyor. Türkiye'yi Avrupa kapısına bağlayacak bir anayasa mı yoksa milletin özüne döndürecek ve Türkiye'yi lider yapacak bir anayasa mı? Nasıl bir anayasa?” diye soruyor.
AB konusunda tavrı en net parti olarak dikkat çeken SP’nin Genel Başkanı Mustafa Kamalak, “milleti özüne döndürmeden” kastını açarak eğitime, eğitimin önemine işaret ediyor.
İktidara gelmeleri halinde İmam Hatip okullarının orta kısımlarını açacaklarını, Kur'an eğitimine 12 yaş sınırlamasını kaldıracaklarını, ilkokuldan üniversiteye kadar Osmanlıcayı seçmeli ders yapacaklarını anlatan SP Lideri, “Bunlar yeni bir anayasadan daha önemlidir, ülke için çok daha hayırlıdır” diyor.
Terörün kaynağının da bu anlamda bir eğitimsizlikle alakalı olduğunu söylüyor, Kamalak:
“Kurtuluş Savaşı'nda yaklaşık 10 bin şehit verirken, 1984 ile 2009 yılı arasında yaklaşık 11 bin şehit vermişiz. Teröristler de gökten yağmadı. Onlarda bu ülkenin insanları, üstelik bu devletin eğitim sistemi içinde yetişmiş gençlerdir. Dikkat ederseniz teröristlerin başları hep okumuş ve milli eğitimin çarklarından geçmiş insanlardır. Türkiye'de terörizmin merkezi içerdedir, devletin okullarıdır, İslam'ı hedef olarak alan eğitim sistemidir. 28 Şubat sürecinde mütedeyyin insanlar iç düşman diye tanımlanmadı mı? Mütedeyyin insanlar düşmansa dost kim? Kamuoyunu yönlendirmek için uydurulmuş sözlerdir bunlar. Bozuk düzenin kendisidir bu ülkeyi çıkmaza sokan.”
AK Parti iktidarının “açılım politikalarını” eleştiren Kamalak, “İslam'dan bahsedilmeyen açılımdan bir şey çıkmaz. Doğu ve Güney Doğu'daki insanlar dindardır. Bugün etnik duygu din duygunun önüne geçmiş ise, bu noktaya yanlış eğitim sistemi nedeniyle gelindi” düşüncesinde.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, malumunuz, Türkiye’nin önde gelen Anayasa Profesörlerinden biri.
Ziyaretinde YSK’nın BDP’nin desteklediği bağımsız milletvekili adayları ile ilgili verdiği kararlar da gündeme geldi.
Prof. Kamalak, YSK’nın veto anlamına gelen ilk kararının hukuki olduğunu söylüyor.
Cebinde her daim bulundurduğu Anayasa’nın ilgili maddeleri ile 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’na işaret eden Prof. Kamalak, şöyle diyor: “Mevcut kanunlarımıza göre YSK hukuki bir karar vermiştir. Ama bir yandan kamuoyu baskısı diğer taraftan bölgede yaşanan olaylar nedeniyle YSK kararını değiştirmek zorunda kalmıştır. YSK’nın ikinci kararı sokağa uygundur, kanuna değil. Yani YSK, kanunu değil, sokağın sesini uygulamıştır.”
Malum o günlerde YSK aleyhine neler neler yazıldı çizildi.
Belki de bir tek biz "YSK'nın suçu ne" başlıklı yazımızda, “YSK’nın asıl ikinci kararı hukuken tartışmalıdır” diye yazmıştık.
Ve eklemiştik:
“Yarın bir gün gündeme gelebilecek İmralı’daki Öcalan’ın bağımsız milletvekili adaylığı için birileri tarafından emsal karar olarak gösterilebilecek kadar tartışmalıdır.”
***
Beğeniriz beğenmeyiz ama şu bir gerçek ki, duruşu en net oluşum Milli Görüş.
Lafı eğip bükmeden, takiyyeden kaçınarak, sorunlara kendince geliştirdiği milli çözüm yollarını açık bir dille ortaya koyabiliyor.
Geçmişine karşı, değerlerine karşı asla kompleks yapmıyor.
Ve teşkilatı çok çalışkan, bir o kadar da özverili.
Tereddütsüz inanılmış bir dava var, ortada.
Merhum Necmettin Erbakan’la vücut bulan Milli Görüş davası.
“Ecdadımız böyle başardı, biz de böyle başaracağız”, özü.
Bu görüş sırtını sadece ve sadece temsiline aday olduğu bu millete dayamış.
Diğer bazı partiler gibi başka kucaklarda meşruiyet aramıyor.
Günümüzde artık bu şekilde iktidara gelmenin, iktidarda kalmanın zor olduğunu bile bile “ya böyle ya hiç” diyebiliyor.
SP’ye seçimlerde başarılar diliyorum.
12 Haziran’dan milletimiz için, ülkemiz için en hayırlı sonucun çıkmasını temenni ediyorum.
Haftaya görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.