Haccı, mazeretsiz olarak terk etmenin vebali 3
Sahabeden Akra' b. Hâbis (R.A.):
- Ya Resûlellah! Hac her yıl mı yoksa ömürde bir kere mi farz? diye sormuş. Bunun üzerine Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
"Ömürde bir kere farzdır. Daha fazla yapan nafile hac yapmış olur." buyurmuştur. (Ebu Dâvud, Menasik:1, No:1721, 1/538; Nesâî, Hac:1, İbn-i Mâce, Menâsik:2)
Bu iki hadîs-i şerif, haccın ömürde bir kere farz olduğunu göstermektedir. Gerçekten hac, büyük bir külfet ve meşakkatle yerine getirilebilen bir ibadettir. Şayet haccın yapılması, her yıl farz olsaydı, insanların büyük bir kısmı bunu yapamayıp günahkâr olacaklardı.
Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de, hicretin 9. yılında hac farz olduktan sonra bir defa hac yapabilmiştir. Ebu Vâkid el-Leysî (R.A.) nun babasından rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz Veda haccında hanımlarına:
"İşte bu farz haccınız! Bu hacdan sonra sizler için hasırların üstleri vardır!" (Ebu Dâvud, Menâsik:1, No:1722, 1/538, Beyhekî, es-Sünenül-Kübra, Hac:8706, 6/438) buyurdu. Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz, bu hadîs-i şerifle Veda haccı sırasında, hanımlarına: "Bu haccınızla farz olan borcunuzu ödemiş oldunuz. Bundan sonra artık ikinci sefer hacca gelmeniz vacib değildir, sizlere evlerinizde oturmak gereklidir." buyurmuştur.
Bunun üzerine, Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin hanımlarından Hz. Zeyneb ve Hz.Sevde (R.Anhüma), Resûlullah (S.A.V.) Efendimizden sonra bizi binek taşımayacak, diyerek evlerinden ayrılmamışlar ve bir daha hac yapmamışlardır. Diğer validelerimiz ise yapmışlardır. (A. b. Hanbel, No:26211, 6/324)
Hac, ömürde bir kere farz olmakla birlikte, bazı durumlarda birden fazla hac yapmak gerekebilir. Adak haccı ve bozulan nâfile bir haccı kaza etmek gibi.
Haccın, imkân elde edildiği yıl yapılması farzdır
Hacda esas olan ta'cil, yani erkek olsun kadın olsun haccı farz kılan şartlar bir Müslümanda toplanınca geciktirmeden, hemen o yıl hacca gitmesi, farz-ı ayındır. Haccın fevrî olarak yani şartlar gerçekleştiğinde geciktirilmeden îfasına hacla ilgili âyet-i kerimeler ve:
"... Ey Mü'minler! Siz hayır işlerinde yarışın..." (Bakara sûresi:148) âyet-i kerimesi delâlet ettiği gibi, hadîs-i şerifler de bunu emreder. Nitekim Abdullah b. Abbas (R.A.) den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
"Hacca gitmek isteyen kimse acele etsin! Geriye bırakmasın! Çünkü zaman geçtikçe kişi hasta olabilir. Servetini, parasını, bineğini yitirebilir, yahut başka bir ihtiyacı da ortaya çıkabilir." (İbn-i Mâce, Menasik:1, No:2883, 2/962; A.b. Hanbel, No:3330, 1/355; Ebu Davud, Menasik:5) buyurdu.
Abbas (R.A.)dan rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
"Farz haccı yapmakta acele ediniz. Çünkü sizden hiçbiriniz ileride başına neler gelebilir, bilemez." (A. b. Hanbel, No:2864, 1/313, Beyhekî, es-Sünenül-Kübra, Hac:, No: 8776, 6/463) buyurdu.
Bu sebeple üzerine hac farz olan kimse, bu ibadeti geciktirmeden bir an önce yerine getirmelidir. Üzerine farz olduğu halde, bir takım gerekçelerle bu önemli ibadeti yerine getirmeyip ileriki yıllara, yaşlılığa ertelemek dinen uygun değildir. Şartlar gerçekleştiğinde hemen haccetmeyip, daha sonraki yıllarda haccedenlerin haccı da, kaza değil edadır. Ancak haccı, yıllar boyunca geciktirirse fâsık olur ve şâhitliği reddedilir. Çünkü haccı geri bırakmak günahtır. Bunda ısrar etmek kişiyi fıska götürür. Bu sebeple imkân elde edildiği yıl hac yapmayıp sonraki yıllara erteleyen kimse günahkâr olur. (İbnül-Hümâm, Fethul-Kadîr, 2/418-419) Ayrıca imkân elde edildiği yıl hac görevini yapmayıp sonraki yıllara erteleyen kimse, çeşitli sebeplerle bu imkânını kaybedebilir ve hac yapmadığı için sorumluluk altında kalmış olur. Böyle bir kimse hac yapmadan malı telef olsa, borç para alıp haccetmesi halinde, ilâhî mağfirete nâil olacağı umulur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.