NASA hazırlıklarını tamamlamış, Ay'a adam gönderecek. Kırk küsur yıl öncesi... Yöneticisinden astronotuna, hamburgercisinden sokakta yatan evsizine kadar herkeste bir heyecan...

Kızılderililer de olaydan haberdar.

Toplanıp bir karar alıyorlar.

Bir mektup yazmak!

Kime?

Ay'daki akrabalarına.

Evet, Kızılderililer böyle inanıyor: "Ay'da yaşayan insanlar var ve onlar bizim akrabalarımız."

***

İhtiyar heyeti toplanıp yola düşüyor; ellerinde mektup.

Gidiyorlar, yetkililere dertlerini anlatıyorlar.

"Bu mektubu Ay'daki akrabalarımıza ulaştırın."

Ötekiler kabul etmiyor bu teklifi.

Ay'da insan yaşamadığını söylüyorlar.

***

Kızılderililer vaz geçmiyor.

Büyük bir kararlılık içinde, Kızılderili ihtiyarlar ertesi gün yine kapısını çalıyor NASA'nın.

"Ay'da yaşayan akrabalarımıza bu mektubu verin."

Hep aynı hadise.

"Ay'da kimse yok."

***

Kızılderili heyeti, beyaz adamların bu tavrını anlamıyor.

"Kimse yoksa niye gidiyorsunuz?" bile demeye gerek görmeden, kapıdan dönüyorlar.

İnançları üzerinde tartışmaya girmenin anlamsız olduğunu biliyor Kızılderililer.

Beyaz adamla münakaşaya gerek görmüyorlar.

***

Her reddediş üzerine, sabırla dönüyor ve ertesi gün yine gidiyorlar.

Yetkililer bakıyorlar ki Kızılderililer bu işten vaz geçmeyecek...

Dördüncü gün "Peki" diyorlar yalandan, "verin bakalım mektubu."

Kızılderili ihtiyar heyetinin, bu defa kapıdan ayrılırken yüzleri gülüyor.

Görevini yerine getirmiş olmanın huzuru içinde, kabilelerine dönüyorlar.

***

Ay'a yolculuğun yaklaştığı sırada, mektubu açıp bakıyor beyaz adamlar.

Fena halde merak etmişler çünkü.

Kızılderililer, Ay'da yaşadıklarına inandıkları akrabalarına şöyle yazmışlar:

"Ay'daki kardeşlerimiz,

Her ne yaparsanız yapın, sakın bir şey imzalamayın.

Herhangi bir antlaşmaya imza atmayın."

***

TRT'de yayınlanan "Oturan Boğa'nın İzinde" isimli bir belgeselde rastladım bu hikâyeye.

Çok etkileyici geldi.

Kızılderililer biliyor ki beyaz adam ile bir anlaşma yaparsan, bir belgeye imza atarsan, büyük ihtimal aldanırsın.

Ne yapar eder, bir şekilde kandırırlar.

Ya toprağını elinden alırlar, ya özgürlüğünü.

Eğer razı gelmezsen katliam yaparlar tereddütsüz.

Hatta anlaşma yapsan bile fark etmez.

Biz bu oyuna geldik, bari Ay'daki kardeşlerimiz bu işten kazasız belasız sıyırsınlar diye düşünmüş olmalılar.