Suriye’de ne oluyor?
Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan, 3 gün önce Suriye konusu üzerinde önemli beyanda bulundu. Ezcümle şunları söyledi: “Suriye ile 850 kilometre sınırımız var. Akrabalık bağlarımız çok yoğun ve güçlü. Suriye’deki olaylar ile bizim iç meselemiz derecesinde ilgileniyoruz. Beşar Esad’la 10 gün var görüşmedim. Ancak Suriye Büyükelçimiz, çok yakın temas hâlinde. Gelişmelerden sürekli bilgi alıyoruz.”
Sayın Erdoğan, Beşar Esad’la yıllar öncesi ilk görüşmelerinden başlayarak, kendisini acele, kesiksiz ve anlamlı reformlar için teşvik ettiğini, nezaketen söylemiyor. Ancak 2. Esad’ın, İsrail ve Yahudi tehdidi altında yaşadıkları abartılı gerekçesiyle, 1990’da sona eren sosyalist totaliter yönetimden vazgeçmek niyetinin zerresini taşımadığı ortadadır.
Esad’ın, Kaddâfî gibi sonuna kadar direneceği anlaşılıyor. Psikolojik denge ve kültür bakımından Kaddâfî’den üstün olduğu halde, babası büyük Türk düşmanı Esad I ölünce, diktatörün ailesi tarafından Suriye’nin başına getirildi.
2011 Arap İhtilâli kaçınılmaz şekilde Suriye’ye sirayet ve intikal edince, sonucun Tunus, Mısır, Libya benzeri gelişeceği açığa çıktı. Amerika ile Avrupa’sı ile Batı Demokrasi âlemi, emsaline yaptıkları gibi, Esad’ın da çekilmesini isteyecektir. Ancak Beşar, İran’ın sıkı müttefikidir. Bundan dolayı acele edilmiyor. İran meselesinin Suriye’den bile karmaşık olduğu malûmdur. Beşar, çok açıktır ki, baba-oğul 50 yıllık sıkıyönetim döneminde on binlerce Sünnî Arap’ın öldürülmesiyle suçlanacaktır. Onun içindir ki, reforma gideceğine, sorunu zamana yaymayı tercih etti.
Ancak Sayın Erdoğan, savaşların en berbatı olan bir mezhep savaşı imasında bulunarak çok ileri görüşlü tahmin yaptı: Suriye’de iktidar nüfusun yüzde 7’si olan Şîîler’in Nusayrî denen mezhebindendir. İran ise, 1500 yılından günümüze en güçlü Şîî devletidir (1500’de Şâh İsmail, Tebrîz taht şehrini Sünnî Akkoyunlular’dan alarak Safevî Türkmen imparatorluğunu kurdu).
Böyle bir ittifak, Irak, Bahreyn, Yemen gibi ülkelerdeki Şîîler’i de katılıma davet ederek, Sünnî Araplar’la vuruşmaya giderse ne olur? Esad işe bir de PKK’yı karıştırınca, Türkiye de müdahale durumunda kalır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.