Yazımızın başlığındaki “Biz” hem Türk’ü, hem Müslüman olması bakımından Türkiye’yi ifade ediyor (Türk’ü her iki manasıyla kullanıyorum). Bu kavramlara karşı Avrupa’nın duruşundaki olumsuzluk, her yüzyıl için bahis konusudur. Ama, son dönemde Biz’e karşıtlığın gelişmesini sunacağım.
Olumsuzluk, İslâm’ı “teroristlerin dini” şeklinde algılama süper gafletine kadar yol aldı. Halbuki terörün dini, milliyeti, devleti bulunmadığını Avrupalılar elbette biliyorlar.
Orta Doğu kökenli çok kapsamlı, dünyanın her bölgesinde, New York’tan Bali adasına kadar eylem yapan milletlerarası terör örgütleri, Batı Demokrasi âleminde İslâm dininin suçlular yetiştirdiği iddiasını oluşturdu. Bu iddianın fikir babaları bile türedi. Âlimâne fütüroloji kitapları yazdılar. Bu suretle politikacılardan halk tabakalarına kadar yayıldı.
20. yüzyılda dünyaca ünlü teroristler ve terör örgütlerinin dili İspanyolca idi. Bugün o zümrenin dili Arapça’dır. Türkçe, Farsça, Afganca, Kürtçe gibi diller konuşan Müslüman kökenli teroristler ve örgütleri de var. Ancak Arapça egemen durumda. Bunlar, birinci derecede İsrail’in Filistinliler’i bütün Filistin’den atmak politikasına karşı cihat yaptıklarını söylüyorlar. Ancak Bali’de, Madrid’de, İstanbul’da, Londra’da, Peşâver’de ve hemen her yerde en büyük çapta cinayet eylemleri gerçekleştirdiler. Diyebilirim ki, 20. asrın İspanyolca konuşan teroristlerini, solda sıfır derekesine düşürdüler.
Böylesine bir ortamda Hristiyan âleminde Aşırı Sağ’ın seçmen ve parti olarak güçlendiği, bilhassa yabancı ve Müslüman düşmanlığına dönüştüğü âşikârdır. Bu tutum, Batı medeniyetinin temeli ümanizm kültürünün de tehlikeli şekilde gerilediğini gösterir. Almanya, Avusturya, İsviçre, Danimarka, Belçika gibi ülkelerde Türk ve Türkiye karşıtlığı, aldı yürüyor. Sosyal demokrat partilerde gerileme var. Aşırı Sağ ilerliyor.
Bu konu, Adalet ve Kalkınma Partisi 3. dönem iktidarında dış politikamızda ağırlık kazanacaktır. Avrupa Birliği ülkelerinde Türkiye’yi tanıtmak, bölücü ve dolandırıcı örgütlerle mücadelemizi anlatmak, Türkiye’yi, Türk’ü, İslâm’ı vurgulamak gerekiyor. Düşmanımız örgütlerle yeterince mücadele veremediğimizi kabûl etmemiz lâzım. Telâfi edeceğiz. Öyle yapacağız.