Aç pencereyi, patlat piştovu! Şeytan'ın sözüne uyarsan böyle olur!

Merakla gelip bakarlar ki "Kanlı da Bilal yine kimi haklamış" öğrenilsin.

İyi ama sonu gelmez ki bunun.

Hakla hakla, nereye kadar?

Ne Şeytan'ın sınırı vardır, ne haklanacaklar biter.

***

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, nihayet restini çekti.

Partisinin 6 yöneticisi hakkındaki yeni kaset iddialarına dair, tavrını koydu.

Kimsenin istifasını istemeyeceğini ve herhangi bir istifayı kabul etmeyeceğini ilan etti.

Bahçeli, "yola bu şekilde devam edeceklerini" açıkladı.

Nasıl bir şekilse artık o?

***

Böylece, kasetleri olduğu iddia edilen MHP yöneticileri paçayı sıyırmış oldu.

Deniz Bölükbaşı, Osman Çakır, Cihan Paçacı, Ümit Şafak, Mehmet Taytak ve Mehmet Ekici kaset siyasetine kurban edilmediler.

Bahçeli, "Yel kayadan ne aparır" şeklindeki Azerbaycan kaynaklı söze dayanarak, vekil adaylarını korudu.

"Yel kayadan bir şey alamaz."

***

İyi, güzel.

Kaset siyasetine itibar etmeme kararı varsa, bu sonuç çıkar.

Peki, önceki kasetler dolayısıyla istifa eden dört kişi?

Onların durumu ne olacak?

Boşuna mı istifa ettiler, geri dönecekler mi?

Yoksa "giden gitti, kalan sağlar bizimdir" mi denecek?

İkide bir yeni kasetlerin çıkması üzerine, "Dokuz küçük zenci" hikâyesindeki gibi, her gün birer ikişer bütün adayların erimesinden mi çekindi dersiniz parti yönetimi?

***

Kendilerini "Farklı ülkücüler" diye isimlendiren ve MHP'li yöneticilerin birçoğunun kasetini hazırlayan kişilerin yaptığı iş, ahlâk dışı.

Gizli kamera ile kaset hazırlamak bir ülkücünün eline yakışabilir mi?

Eğer bunlar ülkücüyse, hakikaten farklı ülkücü.

Epeyce farklı hem de.

***

Öte yandan bakarsak...

Onların yaptığı ahlâk dışı da, kasete malzeme olanların yaptığı, ahlâkın neresinde?

Ahlâk içi mi, ahlâk dışı mı yoksa tam ikisinin arasındaki sınır çizgisinde mi?

O internet sitesi, kimlerin kaseti bulunmadığını açıklasa, daha kestirme bir yolu tercih etmiş olurdu.

***

Kaset hazırlayanlar ne kadar farklı ülkücü ise, gayet açık ve net şekilde anlaşılıyor ki kaset malzemesi olanlar da bizim bildiğimiz ülkücülerden farklı.

Bu restleşme devam ederse, yakında kasetler üç tekerlekli el arabasıyla dolaşan sokak satıcılarına düşebilir.

Sabah onların sesiyle uyanabiliriz.

"Kasetçi geldi hanııım! Yeni kasetler vaaar! Eskiler alır, kasetler veririm! Kasetçiiii!"