Obama Projesi
Suriye’ye hür seçim yapacak bir ortam oluşturarak millî iradeyi egemen kılacak şekilde hazırlamak artık bir zaman meselesi. 2012’de hür bir Suriye doğacaktır.
Suriye’de çözüm elbette en yüksek değerdedir. Ama Orta Doğu sorunu sona ermez. Sorunun kaynağında İsrail ve Filistin var. Bu bakımdan çözüm, zaman kavramına ters şekilde işleyecek derecede köhneleşmiş Suriye rejimi kadar kolay değildir. Kesin çözüm İsrail’le Filistin devleti arasında barışla da mümkün olmaz. Arap-Musevî karşıtlığına son vermek gerekir. Bunun ne derecede çetrefil bir iş olduğu açıktır.
Başkan Obama’nın 1967 sınırları, Hamas ve İran dışında, Arap devletlerinin çoğunluğunda kabûl edilir. Ama İsrail’e kabul ettirmek zordur. Clinton’ın başarmasına ramak kalmıştı ama olmadı. Obama başarırsa, ABD başkanlarının seçkinlerinden biri sıfatıyla tarihe geçer.
Ne kadar şans var? sorusunu “az bir ihtimal” şeklinde cevaplandıracağım için müteessirim. Fakat bu azı, küçümsememek, genişletmek, üzerinde çalışmak gerekir. Aksi takdirde ‘100 Yıl Savaşları’nı gölgede bırakacak pis bir anarşi sürüp gidecektir. Daha Filistin ile Hamas’ın anlaşabilmesi bile ciddi gayrete muhtaçtır. Hamas -hâmîsi İran gibi- İsrail diye bir devlet tanımıyor. İsrail’i, Yahudiler’in Araplar’dan gasbettikleri toprak şeklinde tanımlıyor. Bunu dünyaya haykırıyor. Filistin’deki el-Fetih ise İsrail’i 1967 sınırları ile tanıyor. Bu tarihten sonra İsrail’in adım adım arsa arsa el koyup yerleşim yeri kurduğu toprakları geri istiyor.
İsrail, “Yahudiler’in PKK’sı” olarak tanımladığı Hamas’la anlaşmış bir Filistin’i kabûl etmiyor. Filistinliler’e “ya benimle, ya Hamas’la ol!” diyor. Hamas’ın devlet olarak İsrail’i tanımasının ise İran’la arasını açacağı âşikârdır. ABD de Hamas’ı terörist sayıyor. Zaten bir barış döneminin başlaması bile ancak Netanyahu hükûmetinin gitmesi ile gerçekleşebilir.
Avrupa Birliği, Rusya ve Birleşmiş Milletler, Başkan Obama’nın Filistin politikasını desteklediklerini açıkladılar. Desteğin büyüklüğü gözden kaçırılamaz. Türkiye de bunu çok ister. Doğu Kudüs’te İsrail işgalini hoş görmeyiz. İsrail’in yerleşim yerleri siyasetini Birleşmiş Milletler’in hiç kabûl etmediği unutulmamalı. Gazze’nin tecrîd edilmesi herkesi incitti. Bu faktörler dışında Amerika’nın İsrail devletinin fiilî garantörü olduğu keza unutulmamalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.