12 Eylül sorguda
12 Eylül 1980 askerî darbesinin sorgulanması, 31 yıl sonra gündeme geldi. İmparatorluk dönemimizdeki rezil darbeleri pas geçerek, Cumhuriyet Türkiyesi’nde darbeleri ben şöyle tasnif ediyorum:
1. derecede vahîm olan: Millî iradenin tek meşru temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kapatıp milletvekillerini -üstelik parti ayrımı yaparak- tutuklayarak işkence ve idam eden darbe: 27 Mayıs 1960’ta yapıldı.
2. derece: Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni dağıtmak ve uyduruk bir meclis oluşturmakla beraber, kısıtlılık getirmek dışında milletvekillerinin ancak bazılarını kısa müddet için tutuklayıp hadlerini bildiren (!) darbe: 12 Eylül 1980’de gerçekleşti.
3. derece: Meclisleri açık bırakmakla beraber millî iradeyi parlamenterlerin yerine kullanarak icraat yapan darbe: Mart 1971.
4. derece: Baştaki devlet adamlarının maharetiyle darbeye dönüştürülemeyen, ancak kendi anlayışı çerçevesinde milletvekili transferleri ile hükûmet oluşturan darbe: 1997.
5. derecesi de var ama, sütunumda yer kalmıyor.
Bu darbeler, antidemokratiktir. Birinci sınıf devletlerde olmaz. Hiçbiri olumlu sonuçlar vermedi. Atatürk Cumhuriyeti sistemini yıkan 27 Mayıs, diğer darbelerin oluşmasına ve devamına yol gösterdi. Bütün demokrasilerde askerî darbe, vatan ihaneti derecesinde suç sayılır. İmparatorluk darbelerimizin hepsi de yeniçerilik döneminde olsun, 1826’dan sonra kurulan bugünkü modern ordumuzca yapılsın, devlete en vahîm şekilde zarar verdi. Çökmemize, gerilememize, ileriye adım atamamamıza sebep oldu.
12 Eylül’ü üstlenen 5 askerden bugün yalnız 2’si hayattadır. Bunlardan Kenan Evren, diyebilirim ki, gelmiş geçmiş darbe meraklısı subaylarımızın en kurnazıdır. Daha binbaşı iken arkadaşlarının kendisine “Tilki Kenan” dediklerini duymuştum. Şahinkaya’ya gelince, Batı’da neden “dünyanın en zengin generali” diye adı çıktığı araştırılmadı. Tezkere yazıldığı halde ölen oramiral de darbenin ertesi günü İstanbul’daki mafya babalarını ve benzerlerini tutuklayıp bir ay sonra bırakmıştı. Cenazesine bütün eski komutanlar katıldı. Evren muhalifi generallerimiz yoktu. Türkiye seçime odaklanmışken, çok yaşlı iki orgeneralin tutuklanıp mazlûm durumuna getirilmesini apolitik sayarım. Ancak suçlu olup olmadıklarını yargılamak yolu elbette açıktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.