Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Böyle değil mi?...

Böyle değil mi?...

Anayasa genel bir çerçevedir. Kanunlar, biraz daha detaylıdır ve ana hatlarıyla; ülkede yaşayanlar tarafından  uyulacak kuralları ve bunlara uymayan ve uymamakta direnenlere uygulanacak müeyyideleri, belirler.

Yönetmelik ise daha alt seviyede, herhangi bir kurumun iç işleyişi ile alakalı hususları belirlemek üzere, o kurum yöneticileri tarafından tesbit ve tanzim edilir.

Yönetmeliklerle alakalı sınır, hazırlanan metnin Anayasa ve kanunlara uygun olması ve tabii bunun yanında onlara üstün olmaması hususudur..

Yani Anayasa kanunların; kanunlar da yönetmeliklerin üzerindedir.

Ve bu sebeple: Yönetmelikler kanunlara, kanunlar da anayasaya aykırı ve üstün olamaz.

Hiç bir kimsenin itirazı olamayacak bu hususları şöyle bir özetledikten sonra; üniversitelerle alakalı kılık kıyafet yönetmeliğini yazan ya da ısrarla savunan birileri ile, bu hususta olup bitenlere artık bir dur demek gerektiği kararına varan yöneticiler arasında yapıldığı farz edilen, muhayyel bir konuşmaya geçebiliriz:

- Bu yönetmelik!..

- Evet, ne var onda?

- Başlarını kapatan öğrencilere ihtar, tekdir, okuldan uzaklaştırma gibi cezalar öngörüyor da.

- Eee şey, çağdaş demokrat, modern ve...

- Bunları bir kenara bırakalım şimdi. Yönetmeliği konuşuyoruz. Ve problem de şu: Siz hangi yetkiyle Anayasa ve kanunlarda suç sayılmayan bir hususu suç sayarak, bir de ceza vermeye kalkışıyorsunuz?.. Kaldı ki, bir de ‘yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydıyla yüksek öğretim kurumlarında kılık kıyafet serbesttir’ diye de bir kanun var.

- Anayasa Mahkemesi’nin kararları, Danıştay, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi...

- Ne alakası var anlamadım? Siz yoksa ülkenin mahkeme kararlarıyla yönetildiğini mi söylemeye çalışıyorsunuz? Böyle bir şey, kuvvetler ayrılığı prensibine aykırıdır. Hem biliyorsunuz ki, Anayasa Mahkemesi kararlarının bile, kanun yerine geçemeyeceği şeklinde, Anayasamızda bir hüküm de var.

- ............

- Bunu öğrenmeniz gerekecek anlaşılan. Neyse. Asıl önemlisi de, siz bu yönetmeliğe dayanarak, çocukları daha okulun kapısından geri çeviriyor ve onların Anayasal hakları olan eğitim öğrenim özgürlüklerini engelleyerek, Anayasaya karşı da suç işliyorsunuz. Söyler misiniz, buna nasıl cesaret edebiliyorunuz?

- ........

- Şimdi şu yönetmeliği bir gözden geçirip, Anayasa ve kanunlara uygun olmayan yerlerini değiştiriverin bir zahmet. Yoksa biz sizi değiştireceğiz. Ha bu arada bu zamana kadar yaptıklarınız için de, eğitim-öğrenim hakkını ihlalden, hakkınızda suç duyurusunda bulunulacağını da hatırlatalım. Siz artık savunmanızı ona göre hazırlarsınız...

- ...........

Böyle bir konuşma, çoktan yapılmalı idi. Ama şimdiye kadar yapılmadı, bildiğimiz kadarıyla.

Bundan sonra yapılır mı, bilemeyiz.

Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Böyle bir konuşma yapılmadığı ve gerekleri de yerine getirilmediği müddetçe, üniversitelerimizdeki başörtüsü meselesinin çözülebilmesi, imkansızdır.

Hatta Anayasa değişse bile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi