330 şartıaranmayacak
Seçim olayı bitti. Türkiye gerçek gündemine geri döndü. Anayasa..
2007’de de gündemimiz Anayasa idi kuşkusuz. Ama hatırlayacağınız üzere konuşturtmadılar bile. Değil yapmak, konuşamadık bile. Ak Parti’ye kapatma davası açtılar. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini “rejim tehdidi” gibi sundular. Siyasete bildirilerle müdahale etmeye kalktılar. 411 milletvekilinin oyuyla geçmiş düzenlemeyi 11 kişi ile iptal ettiler. Daha sayayım mı? “Bütün bunlar, yeni anayasayı konuşmayalım diye yapıldı” derse biri, “yanılıyorsunuz bayım” demem.. Şimdi seçim tantanası bittiğine göre ve demokrasi savaşından siviller galip çıktığına göre, artık yeni anayasayı konuşma vakti gelmiştir..
¥
Ak Parti’nin yüzde 50 nispetinde oy alması sevindirdi.
Ancak milletvekili sayısının 330’un altında kalması biraz kafaları karıştırdı. Bu Ak Parti’nin, özellikle yani anayasa konusunda elini zayıflatacak bir durum gibi algılandı. Oysa kimileri için de iyi bir şeydi bu. Zira yeni anayasa için uzlaşma zemini aranmasını mecbur kılan bir sayıydı.. Dolayısıyla TBMM’de insanların birbirini kırıp dökmeyeceği anlamına geliyordu. İşin manevi tarafıyla ilgilenmiyorum. Bugün size meselenin hukuki tarafıyla ilgili birkaç bilgi vereceğim.
¥
Açık söylemek gerekirse, Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan söyleyene kadar fark etmemiştim. Ortada çok basit teknik bir durum var. Bugünkü mevcut anayasaya göre, 330 ve 367 arasında oy alırsa bir anayasa düzenlemesi, referanduma gidiyor. 367’nin üzerinde oy alırsa eğer, Köşk’e.. Orada Cumhurbaşkanı ya onaylıyor ya da referanduma götürüyor. Seçim döneminde verdiğimiz kavganın rakamsal karşılığı bu değil mi? 330 ya da 367.. Neyse.. Fakat şu halde Ak Parti’nin sandalye sayısı 330’un altında. Dolayısıyla anayasayı değiştirecek çoğunluğu yok..
Değil mi? / E Değil...
¥
Burayı dikkatli okuyun. Tarihe düşülmüş bir nottur birazdan okuyacaklarınız. 1982’de 5 tane general tarafından hazırlanan, baskı ve tehditle referandumdan geçirilen anayasa çöpe gidiyor. İçindeki “330” rakamıyla, “367” rakamıyla, “184” rakamıyla her şeyiyle çöpe gidiyor. Yok oluyor. Bitiyor. Yerine, bugünkü parlamentonun (öyle anlaşılıyor ki TBMM Başkanı Koordinatörlüğünde) oluşturacağı bir çalışma komisyonuyla yeni bir anayasa yazılıyor.. Yeni... İçinde 330 yerine 331 yazan. 367 yerine 294 yazan. Kaç ise artık. Dolayısıyla, yeni anayasayı yapmak için eski anayasanın öne sürdüğü şartların tamamı yok hükmündedir. Bu kadar basit.
DEĞİŞMEZ MADDELER
Az evvel sözünü ettiğim teknik hukuki durum, anayasa değiştirme sayısıyla ilgili değildi yalnızca... Anayasanın (1982 Anayasası’nın) tümüyle ilgiliydi.. Dolayısıyla eski anayasa çöpe gittiğine göre, onunla birlikte; “başlangıç metni” ve “değişmez maddeler” ile diğer netameli maddeler de çöpe gitmiş oldu.. Değiştirilmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez bir şey kalmadı ortada. Aslında yeni bir anayasa yazarken, değişmez maddelere dokunulmayacağı yönünde yapılan değerlendirmelerin, zerrece hukuki olmadığı da böylece çıkıyor ortaya. Anayasa ile ilgili yazı yazmaya yeni başladık. Daha çok konuşacağız bu konuları. Kalın sağlıcakla.