Atatürkçü düşünce?
Bu soru üniversite sınavında sorulmuyor. Pratikte, hayatta sorulan bir soru bu.
Soru: Atatürkçü düşünce ne olur?
Cevap: Atatürkçü düşünceci olur!
Bir hayli ünlü, büyük mevki sahibi atatürkçü mevkilerine, makamlarına veda ettikten sonra “atatürkçü düşünceci” oldular.
En önce Yek-ta...
Kim bu Yek-ta? Eşsiz-benzersiz, “Güngörmüş” ve aynı zamanda “Özden” olan Anayasa Mahkemesi’nin bir zamanki anlı şanlı başkanı... 28 Şubat’ın parti kapatan namlı aktörlerinden... Vakta ki düştü... Yani yaş haddinden emekli oldu...
Düşünce ne oldu?
Atatürkçü Düşünce’ci oldu. Bu adlı para-militer derneğin başkanı oldu!
Sonra, bir zamanlar makamını darbe genel karargâhı haline getiren Şen-Er ne oldu?
Darbeyi beceremeyince, emekli oldu!
Sonra ne oldu? O da Atatürkçü düşünceci oldu!
Atatürkçü düşüncecilik büyük adamlara yaramıyor galiba. Mesela General Şen-Er ergenekon sanıklarının en başındayken, mahkeme sürecine dahil edilmişken ne oldu?
Düştü! Birinci düşüş kadar şanslı değildi bu sefer Er-uygur. Birincisinde Atatürkçü düşünceci olmuştu, ikincisinde hafızasından mahrum oldu.
Şimdi evinden dışarı çıkamıyor.
Hafızası eviyle sınırlı anlayacağınız.
Yek-ta ortalıklarda görünmüyor. O da hafızamızdan silindi.
Şu sıralar Atatürkçü Düşünce’nin başında bir bayan var.
“Baylar bayanlar merdivenden kayanlar!” “Bayan” kelimesinin “baymak” fiiliyle bir ilişkisi var mı? Onu bilemeyeceğim ama sözünü edeceğim bayan bir zamanlar bizi gerçekten baymıştı!
Bayan Tan-sel!
Soy adı lâzım değil!
Kendileri Danıştay Başkanı olamamıştı ama başsavcı olmuştu galiba. O da düştü zamanı gelince.
Nereye? Tabii Atatürkçü Düşünce’ye!
Daha önce nasıl düşündüğünü bilmiyoruz. Şimdi Atatürkçü düşünüyor!
Milletin hafızasında meşhur ve maruf Danıştay saldırısı sırasında yer etmişti.
Okuyucularımızın hafızasından şüphem yok. Meşhur Danıştay saldırısından sonra sokaklar “kahrolsun şeriat” ve “Türkiye laiktir laik kalacak!” sloganlarıyla inletiliyordu. İşte bu sloganların sebebi bir şahitliğe dayanıyordu ve o şahit ne diyordu biliyor musunuz?
Danıştay’ı basıp dehşet saçan kaatil, “Allah’ın askeriyim, Allahu ekber!” diye bağırmıştı!
Cinayet başörtüsü için işlenmişti! Cinayeti Vakit gazetesi azmettirmişti!
Terörist Danıştay’da idi! İşini icra etti ve yakalandı! Fakat Danıştay’dan terör yayılmaya devam ediliyordu. Danıştay’da katledilenlerin cenazesine giden devlet erkânı sözlü ve fiili saldırıya maruz kalıyordu!
Neden? Sözü edilen şahitlik yüzünden!
İşte bu bayan, ergenekon davasında Danıştay vak’ası gerçek boyutlarıyla ele alınıp, zamanının Danıştay ilgilileri de dinlenmeye başlanınca ne demiş biliyor musunuz?
“Ben konunun şahidi değilim. Kaatilin öyle bağırdığını duymadım!”
Anlayacağınız Şen-er’den sonra Tan-sel’de de hafıza kaybı başlamış!
Atatürkçüler ikinci defa düşünce böyle oluyor zâhir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.