Bu da parti mızıkçılığı
> Başbakan, teklif getirin diyor. Sıfır km anayasa yapalım diyor. CHP ve BDP oralı olmuyor. Çocukça davranışa girdiler, mızıkçılık yapmakla meşguller.
Çocukların yersiz huysuzlanması ‘mızıkçılık ediyor’ diye tarif edilir. İki muhalefet partisi, mızıkçılık yaptılar. Oysa 28 Haziran salı, ne güzel bir gündü, o gün çifte sevince gark olabilirdik. Mirac Kandili ve meclis açılışı salı gününe denk geldi. Bu mutlu tevafuk huzur, barış ve kaynaşma için vesile yapılacağına çok kısa hesaplar ve küçük düşüncelerle ülke gerçeklerinden uzağa düşüldü.
BDP Hatip Dicle’yi bahane ederek meclise gelmedi. Gelmediği yetmezmiş gibi Diyarbakır’da toplandı, bu mesele halledilene kadar da her hafta orada toplanacaklarını ilan etti. CHP ise meclise geldi, fakat and içmedi. İki partinin yaptığı bu mantıksızlığı seçmenin ezici çoğunluğu kesinlikle kabul etmez. İkisinin hareketi de aklı selime aykırı.
Hatip Dicle’nin vekilliği niçin düşürüldü, sanıklar neden tahliye edilmedi? Bunların ikisi de isabetlidir veya değildir ama neticede yargının tasarrufu. Nitekim tartışılıyor. Mahkemeler diyor ki ben önümdeki kanunları uygularım. Bu itiraz soyut olarak doğrudur. Fakat YSK’nın Hatip Dicle olayındaki hükmü kabul edilemez.
O halde yapılacak olan mevzuatı değiştirmektir.
Cumhurbaşkanı, çözüm yeri meclis diyor.
Kanaat önderleri aynı gerçeği seslendiriyor.
Başbakan, teklif getirin diyor.
Sıfır km anayasa yapalım diyor.
CHP ve BDP oralı olmuyor.
Çocukça davranışa girdiler, mızıkçılık yapmakla meşguller. İlk defa sivil iradenin anayasa yapma fırsatı yakalanmışken basit olaylarla meşguller. Halbuki bu devlet icabında öz evladını feda ederek imparatorluk oldu ve kaldı. Aslında CHP ve BDP kendi tribünlerine oynamakta. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeri sağlam değil, her an olağanüstü kongreyle kaybetmesi mümkün. Bu hezimetten kaçarken üst üste hatalar işlemekte. Bir şeyi yapıyorsan onun sonucuna katlanırsın. Ergenekon sanıklarını aday gösteriyorsan onların tahliye edilmeme ihtimalini de baştan kabul ediyorsun demektir. Bu gerçeği görmezden gelmek ancak iç hesaplara bağlanabilir. Benzer durum MHP için de mevzubahis. MHP’den vekil seçilen Engin Alan da tahliye edilmedi. Fakat bu parti sorumlu davrandı. BDP ise daha başka. Orada kim genel başkan, kim baş belirsiz. Selahattin Demirtaş mı, Ahmet Türk mü, Şerafettin Elçi mi? Kadın miletvekillerinin ölçüsüz çıkışları ayrı problem. Ayrıca kim yetkili, Kandil mi İmralı mı? Bu partide sabahın geç olması normaldir.
CHP de BDP de sesini duyurmaksa duyurdular. Daha fazlası kabul edilemez. Ortamı daha çok gererlerse bu iş sandıkta biter.
Bir erken seçim ikisi için de hüsran olur.
Sanki CHP iktidar olmaktan, BDP büyümekten korkuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.