Kısa Notlarla Kemal Gümüş'ün Gözlemiyle Suriye
Kemal Gümüş uzun süre birlikte çalıştığımız çok değerli bir kardeşimizdir. Gazetemizde de epey bir süre muhabirlik yaptı. Mavi Marmara'da birlikteydik. Şimdi Star'da çalışıyor. Sözünde ve özünde güvenilir açık yürekli, doğru sözlü bir kardeşimizdir. İki gün önce kendisine telefon ettim. "Şu an Hatay'dayım ve Suriye'den yeni geldim" diyerek gözlemlerini, tespitlerini aktardı. Suriye'de durumun gerçekten korkunç olduğunu ve tam bir vahşet yaşandığını söyledi. "Kadın, erkek, çocuk, yaşlı demeden öldürüyorlar" diyerek bütün her tarafta tam anlamıyla bir dehşetin hâkim olduğunu ifade etti. Kendisi de zaten yazdığı haber ve dosyalarda gördüklerini, Baas rejimi şiddetine muhatap olanların ağzından dinlediklerini dile getiriyor; daha da dile getirecek. Suriye rejimi yönlendirdiği medya ve bu alanındaki temsilcileri vasıtasıyla kamuoyunu yanıltmaya, gerçekleri çarpıtmaya çalışıyor. Ama gerçekler hiç de onların söylediği gibi değil.
Ali Sonlu'nun Gözlemiyle Gazze
Ali Sonlu da yıllardır tanıştığımız, Kudüs davasına gönül vermiş değerli bir kardeşimiz. Hollanda'da Kudüs Vakfı adlı bir gönüllü yardım kuruluşunun başkanlığını yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Avrupa'dan Gazze'ye insanî yardım götüren gönüllü kuruluşların temsilcilerinin oluşturduğu Miles of Smiles kafilesi içinde Gazze'ye gitti. Dönüşünü İstanbul üzerinden gerçekleştirdi ve oturup uzunca sohbet ettik. Gözlemlerini aldım. İsmail Heniyye hükûmetinin bölgede güvenlik ve intizamı sağlamak için başarılı adımlar attığını, ekonomik sorunların çözümü için de yoğun çaba sarf ettiğini söyledi. Fakat ne yazık ki ambargonun devamı bu girişimlerin önünde hâlâ ciddi engel teşkil ediyor. Ayrıca Filistin halkı sürekli yardımlara mahkûm olmak değil kendi çarkını çevirmesine imkân sağlayacak bir altyapı oluşturmak istiyor. Bunun için de ambargonun kalkması gerekiyor. Sadece zorunlu ihtiyaç maddelerinin bir kısmının karşılanması için sembolik yardımlar sokulmasına imkân tanınması halkın sürekli yardıma mahkûm bırakılması anlamına geliyor.
Niçin Filistin Hükûmeti Kurulamıyor?
Filistin'de masa üstünde barıştan ziyade bu barışın uygulamaya geçirilmesinin önem taşıdığını, bunun başarılamaması durumunda kâğıt üstündeki barışın daha çok moral kaybına yol açacağını ben daha önce değişik vesilelerle dile getirmiştim. Endişe ettiklerimin bugün vakıa olarak karşıma çıkmasından dolayı üzgünüm. Bugün siyonist işgal devletinin ve ABD'nin de baskılarıyla Kahire Anlaşmasının bir uzlaşma anlaşmasından dikte etme anlaşmasına dönüştürülmesi isteniyor. Öyle ki bir taraf hâkim bir taraf kâtip görevi görecek. İktidarı paylaşma değil sadece bir tarafın oluşturacağı kadronun iktidarına diğer tarafın hizmet etmesi esasına göre bir hükûmet oluşturulması isteniyor. Anayasaya göre süresi dolduğu ve yeni bir başkan belirlenmesi için seçim yapılması gerektiği halde Fetih örgütünün de başını çeken başkan yerinde kalacak. Başbakan da aynı şekilde halkın üçte ikisinin oyunu alan Hamas'tan değil halkın üçte birinden daha az bir kısmının oyunu almış Fetih'ten olacak. Üstelik bu hükûmetin çalışmalarını denetlemesi gereken parlamento da aktif hale getirilmeyip tamamen devre dışı bırakılacak. Böyle bir hükûmet nasıl kurulur? Kahire Anlaşması, Fetih örgütü bu taleplerindeki ısrarından vazgeçtiği için imzalanmamış mıydı? Şimdi işgalci siyonistlerin ve ABD'nin dayatmaları karşısında tam bir U dönüşü yapınca sıfır noktasına geri dönüldü.
Adı Siyon Krallığı Olsun
Dünyada İngiltere veya Britanya diye bilinen devletin resmî adı Birleşik Krallık'tır. Ama bence Siyon Krallığı olarak değiştirilse çok daha isabetli olur. Bugün Filistin toprakları üzerinde kurulmuş olan gayri meşru işgal devleti İngiltere'nin bir gayri meşru çocuğudur. Adının Siyon Krallığı olmasını önerdiğimiz devlet geçtiğimiz günlerde, yine kendi parlamenterlerinin konferans için davet ettiği Şeyh Raid Salah'ın hava alanından içeri girmesini engelledi. Kendi ülkesindeki yargı organlarının, savaş suçları işlemekten mahkûm ettiği ve İngiltere'ye girdiklerinde tutuklanmalarını istediği siyonist liderler hakkında mahkeme kararlarını uygulamazken, Şeyh Raid Salah'ı siyonist katillerin hesabına tutukluyor. Çünkü İngiliz parlamenterlere ve halkına doğruları konuşmasından korkuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.