Krizden çıkış için “çılgın proje”
Sorunlu milletvekillerinin durumunu çözmek için mevcut kanunların orasıyla burasıyla oynarsanız, ipin ucunu kaçırırsınız. Benim bacanak, bu durumlarda, teneşirdeki ölüye ne yaptırıldığı nüktesini yapar. Ölüyle fazla uğraşmayacaksınız!... Mevcut kanunlar sanki bir ölü... Hiçbir sorunu çözmüyor. “Şurasından biraz gevşetelim de sorunu çözelim” dediğinizde, beklenmedik sonuçlarla karşılaşırsınız. Bir de bakmışsınız Apo dışarıda, Murat Karayılan meclis yollarında, Dink cinayetinden yargılanalar salıverilmiş... Falan filan...
Artık bırakalım düne kadar söylenen “Sen şunu dediydin... Ben bunun dediydim... Onlar şöyle yapmışlardı...” laflarını. Bu laflarla peynir gemisi yürümüyor.
Sorunu, problemli aday göstererek muhalefet partileri çıkarmıştır. Çözümü de muhalefet üretmelidir. Böylesi durumlarda halkımız “İti öldürene taşıtırlar” der ama gene de biz demeyelim... Hani “Minareyi çalan kılıfını hazırlar” derler ya; şimdi de öyle oldu. Muhalefet minareyi çalmış ama kılıfı hazırlamayı unutmuş; iktidardan çözüm üretmesini istiyor.
Şimdi herkes harıl harıl çözüm üretmeye çalışıyor. MHP, biraz “Umurumda değil” modunda... CHP ve BDP de çarşafa dolaşmış, ne yapacağını şaşırmış durumda... Baksanıza bağımsız vekil Sırrı Süreyya Önder’in dediğine: “Meclis sabıkalı imiş; güvenmiyorlarmış” (Radikal 29 Haziran) Seninki de laf mı yani Sırrı Süreyya!?. Neyi çözüyor bu laf!?.. Ortalığı germekten başka bir b... (affedersiniz yaa) işe yaramıyor. Mahkûmiyeti kesinleşmiş Hatip Dicle sabıkasız; TBMM sabıkalı ha?..
Neymiş?.. Birileri Adalet Bakanlığı’na talimat vermeli ve mahkemeler tutuklu milletvekillerini salıvermeliymiş... Mahkemelere ille birinin söylemesine gerek yok ki... İşte yazarlar, çizerler, yorumcular söylüyor günlerdir. İlgili hâkimler duymuyor ve sıkıntıyı görmüyorlar mı? “Yasa uygun olsa dükkân sizin...” deyip bırakır hâkimler. Ama olmuyor işte... Yasalar müsait değil...
Bu yöntemle sorun çözülmez arkadaşlar.
İşte size, sorun odaklı çözüm:
542 milletvekili bir araya gelirsiniz (8 kişi hapiste ya)... Anayasanın 75. maddesini değiştirirsiniz veya geçici bir madde ekleyerek milletvekili sayısını 551’e çıkarırsınız (Hatip Dicle yerine Oya Eronat geldi ya; bu yüzden 551’e çıkarırsınız. Oya hanım, çözümcü bir tavır takınıp istifa ederse, ki bence eder, anayasa değişikliğine gerek de kalmaz.) Ondan sonra oy birliği ile “Hukukî durumlarına bakılmaksızın ve yargılanma süreçleri dondurularak, 12 Haziran 2011 seçimlerinde milletvekili seçilenlerin tutukluluk halleri sona erer” diye bir kanun çıkarırsınız; bu sorun çözülür...
Karar oy birliği ile alındığı için tabanlarınız sizi ayıplamaz. Siz 8 vekilinizi meclise soktuğunuz için, Ak Parti de sorunu çözdüğü için mutlu olursunuz. Hem böylece, bu tür sorunlardan bıkan halkı rahatlatmış olmanın zevkini yaşarsınız. Yasaklı vekiller de girer meclise. Biz de darbecilerden ve terör övgücülerinden takır takır hesap sorarız. Şimdi bir şey diyemiyoruz... Adamlar tutuklu... Mecliste olurlarsa, siyaseten de hesap verirler.
İktidar partisinin yerine ben olsam, sorun odaklı tek maddelik kanunu ben teklif ederim ve ağalık bende kalır.
Bu fikri siz olgunlaştırıp yasa metni hâline getirirsiniz; ülke de rahatlar.
Haydi!..
Var mısınız?..
*
Not: 24. dönem meclisinde, başta anayasa olmak üzere pek çok konu halledilirken, MHP’nin kriz çözücü tavrını göz ardı etmemek gerekir. Konuyla ilgili olarak Yeni Akit Ankara temsilcisi Yener Dönmez gazetesinde (30.06.2011) ve ben Gazete Boyut’ta (29.06.2011) yazmıştık. Bu hususta yazmaya devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.