Miraç Gecesi'nin hatırlattıkları
Kudüs ve Mescid-i Aksa, İslâm inancı açısından işte böylesine manevî, dini ve göz yaşartıcı olaylara sahne olmuştur. Bu sebeple: İslam tarihinin her devrinde Müslümanların elinde kalmasına bütün Müslümanlarca büyük önem verilmiştir. Bilhassa bizim atalarımız Türkler, Kudüs ve Mescid-i Aksa için nice şehitler vermişlerdir. Tarihte çok el değiştiren Kudüs, sırasıyla: Eyyubi, Selçuklu, Memlük ve nihayet tam 401 yıllık hakimiyet dönemi ile Osmanlı Türklerinin sayesinde hep Müslüman ülkesi olarak kaldı.
Ne hazin bir tecellidir ki, bugün Kudüs ve Mukaddes Mescid-i Aksa, asırlardır süregelen fitne ve fesatları sebebiyle ALLAH Teâlâ'nın lanetine uğramış bir milletin elinde bulunuyor. Dün Müslüman dedelerimizin koruyucu şemsiyesi altında bütün dinlerin mensupları bu mukaddes yerlerde ibadetlerini hür vicdanlarının emrettiği şekilde yerine getiriyorlardı. Fakat bugün, İsrail askerleri Mescid-i Aksa'da namaz kılanlara rast gele ateş açıyor. Müslümanları hedef alan ve katliam niyetiyle sahneye konulan bu cinayetlerin bir siyonizm taassup ve çılgınlığı olmaktan öte bir manası bulunmadığını bütün dünya biliyor. Bu cinayetler, tarihin tekerrürlerinden yeni bir halkayı daha teşkil ediyor. Devir devir görüldüğü gibi; İsrail milleti fitne ve fesatlarıyla dünya insanlığı önünde bir defa daha baş kaldırıyor.
Muhterem okuyucu!
Sizleri mukaddes Kudüs ve Mescid-i Aksa'da cereyan etmekte olan insanlık dışı olaylar karşısında manevî uyanışa çağırıyorum. Bu manevî uyanışla yapacağınız dualarla Siyonizm zulmü altında canlarını ve mallarını kaybeden Müslüman kardeşlerimiz için şimdilik yapacağımız dualarla yardıma çağırıyorum. Elbette bu necip milletin içinden Selahaddin Eyyûbî'ler çıkacaktır.
İnsanlığın yüzünü karartan olayları devir devir sahneye koymakta mahir bulunan İsrail milletine, bu fitne ve fesatları karşısında sessiz kalınamayacağını, sizlere tembih ediyorum, bu mübarek Miraç gecesinde...
Tek umudumuz ALLAH Teâlâ'nın güçlü kullarının Mescid-i Aksa'ya yeniden girecekleri konusundaki vaadinin, öteki vaadleri gibi doğru çıkacağı yolundaki kesin inancımızdır. ALLAH Teâlâ şöyle buyurdu:
"Biz, Kitap'ta İsrailoğullarına: Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız, diye bildirdik.
Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak sizi aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.
Tefsirlerde, bu güçlü kuvvetli kulların, Nînevâlı Sencârib, Babilli Buhtünnasr veya Câlût'un orduları olduğu, bunların, Tevrat'ı ve Mescid-i Aksâ'yı yaktıkları, İsrailoğularının âlimlerini öldürdükleri ve 70.000 kadar esir aldıkları rivayet edilmekte, bütün bu musibetlere sebep teşkil etmiş olan İsrailoğullarının ilk fitne-fesadının ise Hz.Zekeriyya (A.S.)'yı öldürmeleri ve Ermiyâ'yı hapsetmeleri olduğu belirtilmektedir.
"Sonra onlara karşı size tekrar galibiyet ve zafer verdik; servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; sayınızı daha da çoğalttık.
Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid'e Süleyman Mâbedi'ne girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler diye, başınıza yine düşman-larınızı musallat kıldık." (İsra sûresi:4-7)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.