Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi, başkanını seçiyor. Bizim sistemimizde devleti, Meclis’te güvenoyu almış Başbakan yönetir. Her şeyden, uçan kuştan sorumludur. Ancak resmî protokolde Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı’ndan sonra üçüncü sıradadır.
TBMM’nin ilk başkanı, 24 Nisan 1920’de seçilen Mustafa Kemal Paşa’dır.
Mustafa Kemal Paşa, TBMM reisi olarak devlet başkanlığı yaptı. Cumhuriyet ilan edilince Cumhurbaşkanı oldu; Meclis reisliğini bıraktı. 1923’ten sonra 1934’e kadar Gazi Mustafa Kemal Paşa ve kısaca Gazi diye anıldı. 1934 soyadı kanunu ile Atatürk soyadını kabul etti. Yani bugün çocuklarımıza öğrettiğimiz gibi Atatürk olarak doğmuş, düşman işgalinde vatanı Atatürk olarak kurtarmamıştır. Sadece hayatının son 4 yılında Atatürk olarak anıldı. Atatürk’ün yerine İsmet İnönü Cumhurbaşkanı olunca Atatürk’e Ebedi Şef ve kendisine Milli Şef dedirtti. 1946’ya kadar böyle devam etti. Madeni paralarda, banknotlarda, pullarda Atatürk resmi kaldırıldı. İnönü resmi kondu. Şef kelimesi 1918-1939 totaliter devletlerde diktatör eş anlamlısı şeklinde kullanılmıştır. Almanya, İtalya, Japonya gibi 1945’e kadar en koyu diktatörlüklerdeki devletler hemen Batılı anlamda demokrasiye geçtiler.
TBMM Başkanı, Meclisin en büyük grubuna sahip partinin milletvekilleri arasından seçilir. Anayasa ve yasa emri değildir. Teamüldür. İyi bir teamüldür. Seçildiği an partisiyle ilişkisi kesilir. Partisinin hiçbir toplantısına, grup toplantılarına katılmaz.
Sayın Cemil Çiçek, bu çok şerefli görevi liyakatle yapacak tecrübe ve karaktere sahiptir. 20 yıl milletvekilidir. Özal’ın Anavatan Partisi’nin 40 kurucusundan biri ve gerçekten seçkin bir bakanıdır. AK Parti’de de kavga ederek değil, kavga yatıştıran şahsiyetiyle tanındı.
Tabiatiyle, Meclis Başkan adayını, o partinin genel başkanı seçer. Biz de, bu seçiminden dolayı Sayın Başbakanı kutluyoruz. Sayın Çiçek’in yeni Meclis’in bütün saygınlığını sağlayacağına eminiz. Başarı diliyoruz. TBMM Başkanı, biz eski milletvekillerinin de şeref başkanıdır.