İyi tarafından bakalım: “Üstad”ı hatırlamamıza vesile oldu...
Bir zattan “alçak” sıfatıyla bahsediliyormuş, Üstad kükremiş: “Alçak da bir seviyedir. O adam alçak değil, çukurdur!”
Adam, Diyanet İşleri Başkanı’na “Alçaklık etti” demiş.
Kim demiş?
Elbette “çukurluk” eden demiş!
Üstadvari, “Çukur nakıs da olsa bir irtifadır” diyebilirsiniz.
Haksız sayılmazsınız!
Hani Üstad “Gençliğe Hitabe”de ne diyor: “Allah’ın, Kur’an’ında ‘belhum adal-hayvandan aşağı’ dediği cüce taklitçilere ve batı dünyasına esaret...”
Bu cüce taklitçileri biz çok gördük.
Irkçılığı alem yapan kim varsa, lanetimizi onlardan eksik etmedik.
Bu belhum adal de bir zamanlar, sırf Türk ırkçılarını tekfir eden bir gösterişçi imiş meğer...
Bir zamanlar MKYK’sında bulunduğu Refah Partisi’ni ve merhum genel başkanı Necmeddin Erbakan’ı, ırkçılarla işbirliği yapmakla suçladı. Bu mealde çok tantana çıkardı.
Hani 1990’ların meşhur RP-MHP ittifakı... Türkiye’yi bugüne getiren siyasi sürecin başlangıcı.
Tamam buna itirazın olabilir. Eleştirebilirsin. Kızabilirsin. Reddedebilirsin.
Değil itiraz, değil eleştiri, değil red. Doğrudan tekfir!
İslâmı o temsil ediyor. En Müslüman o, en büyük kavmiyetçilik, ırkçılık düşmanı o!
Breh breh! Peh peh! Vay da vay!
Müslümanın halisi böyle olur! Kavim kabile tanımaz. Tanır tanımasına da, onların üzerine siyaset bina etmez. Kısacası: Müminler arasında ayırım gözetmez.
Bu itirazda samimiysen, bunu başka bir ırkçılığın ocağına düşerek, hatta kucağına oturarak yapmamalısın. Eğer öyle yapıyorsan, sana söylenecek sıfat bulamıyorum. Sen kendi sıfatlarınla işine gelmeyenleri tavsif ediyorsun ya, biz de öyle yapalım.
Fakat bu bile yetmez.
Üstad’a kulak verelim: Belhum adal...
Üstad bu Kur’anî kavramı boşuna kullanmadı.
Batı taklitçileri için. Bütün kavmiyetçiler bu fasiledendir. Kürt ırkçısı olunca kurtulmak yok!
Sen bir Kürt ırkçısısın. Bunda artık hiç şek ve şüphe yok.
İslâmcılık tafraları sattığın, gerçek Müslüman pozları takındığın günler herkesin aklında.
Demek ki İslâmcılığı gerçek fikrine örtü olarak kullanıyormuşsun. Asıl derdin ırkçılıkmış.
Mahiyetin şimdi tam anlaşıldı. Irkçıysan kendine! Seçim senin! Yalnız arada bir A’raf suresinin 179. ayetini oku. (Kur’an’a hâlâ elin varıyorsa tabii.)
Senin seçimine uymayanlar hakkında edepli ol.
Kimse senin ırkçı tavırlarına destek olmak zorunda değil. Sen asıl yuvanı bulmuşsun. Büyük şefine tâbi ol, küçük şeflerine arzı hürmet et. Eskiden zikrin başka, fikrin başkaymış demek ki. Artık fikrinle zikrin tam uyum halinde. Bu da bir merhale!
Vekil de seçildin. Ağababaların izin verirse Ankara’ya da gelirsin. Meclis’te de kendini gösterirsin. Bir bütün olan Müslüman halkımızı nifak ve şikaka sokmak, tefrikaya sürüklemek için elinden geleni yaparsın. Bu senin işin.
Bu arada kervan da yürümeye devam eder...