Paşaların sayısı değil işlevi önemli!
- Lütfü Bey; Kemalist çevreler, tutuklanan muvazzaf general, amiral sayısının 43’e ulaşmasından hareketle, bu kadar çok generalin tutuklu olmasının ordunun savaş kabiliyetini zaafa uğrattığı şeklinde bir propaganda yürütüyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Bizim orduda 365 general var. Peki koskoca Almanya’nın ordusunda general sayısı ne kadar? Alman ordusunda amiraller de dahil 29 general bulunuyor. Peki amiraller de dahil 29 general olması Alman ordusunun savaş kabiliyetini zaafa mı uğratıyor? Malumunuz ABD askerleri Türk subaylarının başına çuval geçirip onları ite kaka götürdüklerinde ordumuzun 365 generali de görev başındaydı. Çünkü o zamanlar Balyoz gibi soruşturmalar henüz başlamadığı için hiçbir general, amiral tutuklanmamıştı. Peki ABD askerleri Türk subaylarının başına çuval geçirdiklerinde, ordumuzun onurunu dünya alemin gözü önünde paspas gibi çiğnediklerinde, görev başındaki 365 generalin biri bile buna karşı sesini çıkarttı mı? Bırakın bunu, 365 generalin tamamı görev başındayken “Bunlar bir avuç çapulcu; bunları bir kaşık suda boğarız” dedikleri PKK’yı yok edecek bir başarı sağlandı mı? Bunu da bırakın, PKK saldırısı sonucu 17 şehit verildiği bir günde, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu Antalya’da tatil yapıp golf oynamadı mı? Yine PKK saldırısı sonucu şehitler verildiği bir günde, dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt eşiyle birlikte karşılıklı göbek atıp Fenerbahçe’nin galibiyetini kutlamadı mı? Asıl tüm bu verdiğim örnekler ve benzerleri ordumuzun savaş kabiliyetini zaafa uğratmıyor mu? Bu durum, bir ordudaki general, amiral sayısının fazlalığının o ordunun savaş kabiliyetini artırmadığını göstermiyor mu? Ve sayıca bu kadar çok olan ama aynı zamanda işlevsiz olan general, amiral sayımızın sorgulanması gerekmiyor mu? Önemli olan sayısı değil işlevi! Kaldı ki iş 365 generalle de bitmiyor ki. General sayısı bu kadar çok olunca, onların emrine verilen subay, astsubay sayısı da o kadar çoğalıyor. Ordumuzda gereksiz, işlevsiz pek çok birim oluşuyor. Sözün kısası, ordumuzdaki general sayısının azaltılması gerekiyor. Bir ordunun savaş kabiliyetinin general sayısının azaltılmasıyla azalmayacağının artık anlaşılması gerekiyor.
DİRENEN DEĞİL
DİLENEN PARTİ!
- CHP yöneticileri, “Tutuklu milletvekillerimizi satmayız; onlar hapisten çıkartılıp yemin ettirilmedikçe biz de yemin etmeyiz; gerekirse direnişimizi dört yıl sürdürürüz” demelerine rağmen direnişlerini dört hafta bile sürdüremeyip yemin ettiler. Nasıl değerlendiriyorsunuz bunu?
Madem tükürdüğünü yalayacaktı, öyleyse CHP bu haltı neden yedi? Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu başına geçtiğinden beri o artık Cumhuriyet Halt Partisi! Dün söylediğinden bugün cayan, sabah söylediğinden akşam çark eden Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir lideri olan CHP’nin bu tür haltlar yemesi de normal değil mi? Bugüne kadar hiçbir sözünün arkasında duramayan, hiçbir konuda direniş gösteremeyen Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir lideri olan CHP yemin etmeme konusunda direnebilir miydi? CHP bu konuda daha dün AKP’ye diz çöktürmek gibi son derece iddialı laflar etmişti. Ama sonra AKP’nin önünde diz çöken, “Bir halt yedik; ne olur bize yardım edin de yediğimiz bu haltı temizleyelim; Meclis’te yeminimizi edelim” diye AKP’den adeta merhamet dilenen CHP’ydi. Görüldü ki CHP direnen değil dilenen parti! Nitekim AKP, CHP’nin tutuklu milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın hapisten çıkartılması için hukuki düzenleme yapılacağına dair hiçbir söz vermediği halde CHP seve seve Meclis’e gelip yemin etti. AKP yöneticilerinin, “Biz CHP gibi tükürdüğümüzü yalamayız” şeklindeki yenilir yutulur olmayan laflarına rağmen CHP seve seve Meclis’e gelip yemin etti. Tutuklu milletvekilleri hapiste oldukça kendilerinin Meclis’te yemin etmelerini “arkadaşlarını satmak” olarak değerlendiren, bu konuda iddialı laflar eden, ardından da Meclis’te yemin edip arkadaşlarını satan CHP’lilere millet güvenebilir mi? Millet “Bugün arkadaşlarını satan, yarın ülkenin başına gelse kim bilir neleri satar” diye düşünmez mi? Kaldı ki CHP çıkarttığı yemin kriziyle kendisini Meclis’te olsa da olur, olmasa da olur konuma düşürmedi mi? CHP olmasa da Meclis’in çalışabileceğini millet görmedi mi? Yemin krizinde CHP yöneticilerinin CHP’ye verdiği zararı, CHP’nin yeminli düşmanları bile verebilir miydi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.