Mandıra Filozofu Mustafa Ali gibi "Ona karşıyım, buna karşıyım, şuna da karşıyım" nidalarıyla her şeye itiraz ederek siyaset yapılabilir mi?

Normal şartlarda olmaz.

Mantık çerçevesinde olmaz.

Dünya standartlarında yer çekimi bulunan ortamlarda olmaz.

Ama bizde her nasılsa bu şekilde siyaset yapılıyor, yapılabiliyor.

*

Yıllar yılı aynı tarzda devam edip de adı "kurt siyasetçi"ye çıkmış adamlar tanıyoruz.

Masaya yumruk vurarak, önündeki mikrofonlara tükürük saçarak, hiddetle konuşuyorlar ve böylece belli bir miktar taraftar da bulabiliyorlar.

Üsküplü teyzemizin deyişiyle, "şaşmak için."

*

Her seçime büyük umutlarla girseler de sonuç değişmiyor.

Aldıkları oy, beklediklerinden düşük çıkıyor her seferinde.

"Halk bize yine muhalefet görevi verdi" deyip oturuyorlar.

Bir kere de otururken düşünseler...

"Bu halk bize niye iktidara gelecek miktarda oy vermiyor?"

*

Hayırsever biri çıkıp sevabına açıklasa da öğrensek...

Merakımızı gidersek...

Her seçimden yenilgiyle çıkmak, nasıl bir şeydir?

*

İşte tam bu noktada...

Diyarbakır'dan 13 şehit haberi geldi.

Kelimeler uçtu, gitti aklımdan.

Kendi halinde başlayıp, tıngır mıngır devam eden "klasik konu" kapandı.

Gözlerim karardı, başım döndü.

Moral sıfırın altına indi hemen.

*

Terörden medet umanlar yine işbaşında.

Ne elde edeceklerini sanıyorlarsa, kan içmekten vazgeçmiyorlar.

*

Öte yandaysa teröriste 'terörist' diyemeyenler henüz işbaşı yapmadı.

"Bizi ötekileştiriyorlar" teranesiyle dolanıp duruyorlar.

Ahırda düşürdüğü anahtarı, ay ışığı var diye dışarıda arayan Hoca gibi, Meclis'e geleceklerine başka yerde toplanıyorlar.

Allah akıl fikir versin.

*

İlk defa şehit haberi almıyoruz...

Bu, yüreğimizin ilk yanışı değil...

Fakat kaçıncı terör saldırısı olduğunu da bilmiyoruz artık.

*

Bu kafayla fazla gidileceğini sanmıyorum.

Anayasa ile birlikte ya da ondan daha önce kafaların değişmesi şart.

El, ayak, vicdan, akıl arasındaki koordinasyonun da yeni baştan düzenlenmesi gerek.

*

Terörü lânetlemekten yorulduk.

Ben de bu kafayla devam etmekte zorlanıyorum.

Yazılara biraz ara vermek iyi gelecek.

İki hafta kaybolsam, kıyamet kopmaz.

Daha önce Genel Yayın Yönetmenimiz Yusuf Ziya Cömert'ten izin istemiştim, şimdi müsaadenizle toparlanayım.

Kısmetse dönüşte görüşürüz.