Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Ya akl-ı selim, Ya Yavuz Selim!..

Ya akl-ı selim, Ya Yavuz Selim!..

Türkler şu dört önemli şeyin pazarlığını yapmaz: Din, vatan, şeref, namus...

Türkler, bunlara tecavüz varsa, savaşır!...

Savaşan zararlı çıkar!..

Her toplumun bir tahammül sınırı vardır. Bu sınır zorlandığında, kıyamet kopar... Bugünlerde, o sınırdayız...

Bu ülkede ilçeler basıldı, köyler basıldı, suikastler düzenlendi, bombalı saldırılar yapıldı, toplu katliamlar yapıldı... Toplum hep akl-ı selim ile karşıladı... Hep “Çözüm bulunur” dedi. Sokağı kışkırtanlara asla prim vermedi... Mevzii birkaç olay dışında, kapı komşusu Kürt olanlar, ekmeklerini paylaştıkları komşularına hiç yan gözle bakmadı... Aynı derslikte ders gören öğrenciler, terör destekçisi olmadığı sürece, hiçbir Kürt öğrenciyle sorun yaşamadı...

14 Temmuz 2011 günü, Silvan’da 13 Mehmetçiğin şehit edilmesi, bu ülke insanının tahammül sınırını zorlamaktır ve bu saldırı, akl-ı selim sahibi seslerin, silah sesleri arasında kaybolmasına yol açmak üzeredir.

Bundan sonra, teröre bulaşmamış ve teröre muhalif masum Kürt halkının da mahcubiyeti artacaktır. Teröristin sıktığı her kurşun bir Türkü veya Kürdü öldürecek ama diğer yandan masum Kürt halkının sesini kısacak, boynunu eğecektir.

14 Temmuz saldırısı bir milattır. Mağdurun gaddarlaştığı, mazlumun zalimleştiği bir tarihtir 14 Temmuz 2011... Ve sonun başlangıcıdır!..

Durum, 14 Ağustos 1984’teki gibi değildir. O, tedbirsizliğin büyüttüğü bir olaydır ve ondan sonra yapılan tüm saldırılar, tedbirsizliğin devamıdır. Ama 14 Temmuz saldırısı, Türklerde ve Kürtlerde akl-ı selimin hâkim olmaya başladığı; üretilen projelerin hayata geçmeye yüz tuttuğu; devletin 90 yıllık ihmâlinin ve yanlış uygulamalarının ortadan kaldırılmaya başlandığı bir dönemin ilk adımlarına indirilmeye çalışılan bir darbenin kıvılcımıdır. Bu kıvılcım yangına döner ve sebep olanları cayır cayır yakar. Tarih buna şâhittir.

Teröre bulaşmamış ve desteklememiş insanlara karşı akl-ı selim ile hareket etmeye devam edilmelidir. O insanların mutluluğu için devlet ve toplum olarak elden ne gelirse yapılmalı; akl-ı selimden asla taviz verilmemelidir.

Fakaaat!...

Akl-ı selimden anlamayanlara karşı Yavuz Selim politikası derhal hayata geçirilmelidir.

Çünkü akl-ı selimden anlamayanların anlayacakları tek dil Yavuz Selim dilidir.

Her kurşunla Türk ve Kürt analarının yüreğini dağlayanlara karşı...

Her bombayla bin yıllık kardeşliği berhava edenlere karşı...

İnsanlıktan nasibini almamış insanlık ve medeniyet düşmanlarına karşı...

Asker, polis, öğretmen, kadın, bebek katillerine karşı...

Barış aydınlığını kâbus gören dağdaki, şehirdeki yarasalara karşı...

Terörden beslenen siyasî rantçılara karşı, YAVUZ SELİM!..

Pazarlığı asla yapılmayan din, vatan, şeref ve namus için YAVUZ SELİM!..

Bu millet gelir o dağlara, her zerresinde nöbet tutar, Kürt halkını da Türk halkını da zâlimlerin zulmünden kurtarır...

Bu milletin sabrını taşırıp ayranını kabartmayın!.. Zulmün olduğu yere barış ve adalet götürmek bu milletin şanındandır. Malazgirt’i, Mohaç’ı, Çaldıran’ı unutmayın!..

Bu millet binlerce Yavuz Selim çıkarmaya her zaman hazırdır.

Anlayana akl-ı selim; anlamayana Yavuz Selim!...

Var mısınız?...

14 Temmuz 2011 günü şehit olanlara ve tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, akl-ı selimin galip gelmesini niyaz ediyorum.

Not: Bu yazı, Berat Kandili akşamı yazılmıştır. İnşallah şu mübarek kandil akşamı, Kandil Dağı’nda yuvalanan teröristlerin köklerinin kazınmasına vesile olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi