Onbir ayın sultanı ramazan-ı şerife hazırmıyız?
Allah nasip edertse kısa bir süre sonra, onbir ayın sultanı olarak bildiğimiz Rahmet
ayına kavuşacağız inşaallah. Bundan önceki Ramazanlarda olduğu gibi bu Ramazanda
da, bütün İslam ümmeti olarak Yüce Mevlamızın af ve bağışlamasına kavuşmak
inancıyla Oruçlarımızı tutacak, Teravihlerimize özen gösterecek ve her türlü
menhiyattan kaçınmaya çalışacağız biiznillah. Nitekim Oruç ibadeti ile ilgili olarak yüce
Kitabımız Kur’an-ı Azimuşşan bize şu önemli bilgileri aktarmaktadır:
"Ramazan ayı öyle bir aydır ki, onda Kur'an-ı Kerim, insanlara sırf bir hidayet ve
Hakk'a ileten dosdoğru yolun ve hak ile batılı ayırt eden hükümlerin apaçık delilleri
olarak indirildi. Artık sizden her kim o Ramazan ayına erişirse onun orucunu tutsun.
Ve her kim de hasta olur veya sefer-yolculuk halinde bulunur da orucu tutamaz
sa, tutamadığı günler sayısınca, diğer günlerde oruç tutar. ALLAH Teâlâ, size
kolaylık diler, size güçlük istemez. Kolaylık istemesi o sayıyı kaza borcunuzu ikmal
etmeniz, tamamlamanız ve sizi hidayete erdirdiği, muvaffak kıldığı o şeyden dolayı
ALLAH Teâlâ'yı tekbir etmeniz, yüceltmeniz içindir. Ve taki şükredici olmanızı ümit
edebilesiniz."
Sevgili Peygamberimiz, Kainatın Efendisi Hz. Muhammed Nustafa (sav)’in ifadesiyle
de "evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem ateşinden kurtuluş"
olan Ramazan-ı şerifin kalplerimize huzur, yuvalarımıza bereket, ailemize, ülkemize
ve İslam âlemine ve de tüm insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Mevla'dan niyaz
ediyorum. Zira bu güzel gün ve geceler yılda bir kez bize gülmekte ve bereketiyle
tüm gönülleri kuşatmaktadır. Bu müstesna fırsatı ancak gerçek “ebter” olanlar
heba edebilir. Nitekim bu ayın ulviyeti; Kur'an-ı Kerim'in bu ayda inmiş olması,
onu diğer aylardan daha hayırlı kılan "Kadir Gecesi"nin bu ayın içinde bulunması,
bu ayda tutulan orucun bir arınma ve takva vesilesi olması, kulun ALLAH'a olan
iman ve bağlılığını bu ibadet vasıtasıyla kendi nefsinde yaşayarak bizzat tecrübe
edebilmesinden kaynaklanmaktadır.
Son Nebi Hz. Peygamber (sav) Efendimiz mutad olduğu üzere bu ayda inzivaya çekilir
ve Mekke yakınlarında Hira nur dağındaki tefekkür makamında bulunmaya özen
gösterirdi. Sevgili eşi Hz. Hatice (ranha) validemizde sabırla onun yolunu gözlerdi.
İşte bu inziva günlerinde yüce Yaratıcı Onu tüm insanlığa kurtuluş önderi kılacaktı.
Yine bir kutlu Ramazan gecesinde tefeürünün zirvesini yaşadı ve vahiy meleği Cebrail
(as)ın getirdiği ilk mesajla bu yorucu ve çetin mücadele günleri başlamış oldu. Yüce
Yartıcı Mekkeli pak ve temiz bir asalete sahip, yetim ama son derece dürüst, çalışkan
ve azim sahibi, Mekkedeki herkesin güven ve itinadını kazanmış bir abide şahsiyeti
kendi mesajını tüm insanlığa ulaştırması için görevlendiriyordu. En yakınlarında
başlamak şartıyla tebliğ vazifesini aksatmamasını emrediyordu. Zaten bu emirle
Vazşfe başlamış ve Ramazanı-ı Şerifte bu kutlu olaya şahitlik etmişti.
Ramazana hayırlısı ile bir kez daha yaklaşan bizlerin bu önemli bilgiyi hatırdan
çıkarmadan gereğini yapmaya niyetlenelim. Ramazan ayına kavuşmuş olmanın da
Rabbimizden bizlere bahşedilmiş bir ayrıcalık olduğunu unutmayalım. Bu muhteşem
Kur’an ayında müslümana yaraşır hasletlere, ahlaki inceliklere ve irfani hassasiyetlere
açık olalım. Bu vesileyle şimdiden Ramazan-ı Şerifin rahmet, mağfiret ve cehennem
ateşinden kurtuluşumuza vesile olmasını diliyor, bütün ibadetlerimizde ihlas ve
samimiyet içersinde olmayı yüce Mevladan niyaz ediyorum.
Allaha emanet olunuz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.