Erdoğan Kıbrıs’ta
Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan, yenilenen iktidarının ilk dış ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yaptı. Dış dünyada dikkatle izleniyor. Ziyaretten önce Avrupa Birliği hakkındaki beyanatı, daha çok Brüksel’e hitap ediyordu.
Maskaralık derekesine düşürülen Kuzey-Güney Kıbrıs müzakereleri, Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs’ta kızgınlık ve hayal kırıklığı oluşturdu. Başbakan, bu millî duyguyu dile getirdi.
Avrupa, “oldu da bitti maşallah” diyerek, Avrupa Birliği ilke ve standartlarını çiğnemek pahasına, sınırları ihtilâflı Güney Kıbrıs’ı üyeliğe kabûl ediverdi. Kıbrıs adası Avrupa kıt’asında değil, Asya kıt’asındadır. Bu suretle, Avrupa Birliği’nin ilk Asyalı üyesi oldu.
Kıbrıs konusunda biz de vaktiyle müzakerelerde en az iki defa hata yaptık. Neyse... Avrupa’nın malûm Grekofil (Eski Yunan hayranlığı) ve Türkofobisi (Türk karşıtlığı), Avrupa Birliği düzenini bile bozdu, koyduğu ilkelere halel getirdi. Ama Güney Kıbrıs Rum devletçiğinin AB üyeliğimizi engellemesi rezaleti, Türkiye’de Avrupa ve Amerika’ya karşı güveni önemli ölçüde geriletti.
Güney Kıbrıs’ın bu derece küstahlığına, Almanya’da Prof. Merkel’in ve Fransa’da bir Osmanlı ailesinden inen Sarkozy’nin Merkez Sağ iktidarlarının Türkiye’yi -bilhassa nüfus fazlalığı endişesiyle- Avrupa Birliği dışında bırakmak sapık politikası yardımcı oldu.
Sayın Tayyip Erdoğan, 61. Cumhuriyet hükûmetinin 4 bakanı ve MİT müsteşarı ile Lefkoşa’da 5000 kişi tarafından tezahüratla karşılandı. Birleşmiş Milletler Genel Sek-reterinin de şahsen ilgilendiği Kuzey-Güney anlaşmazlığı, iyi niyetli bir konfederal Kıbrıs devleti oluşturabilecek mi? Müslüman devletlerin de silme Güney’i tanıyıp Kuzey’le ilgilenmemeleri, başka bir gerçektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.