Kemal burkmasın!
Gündemde Kemal Burkay var.
“31 yıl aradan sonra Türkiye’ye dönen Kürt siyasetçi” diye başlayan cümlelerle herkesin ağzında Kemal Burkay sakızı.
Akreditasyon kompleksinde olanlar hele…
Burkay’la yatıp Burkay’la kalkıyorlar.
Şöyle Türkiye için büyük bir şans, böyle Türkiye için büyük bir şans!
Ne yana dönsek bu yollu yorumlar…
Haftalar öncesinden başlamıştı.
Şu gün dönüyor, bugün dönüyor yazıları.
Ve döndü, layt Apo!
Habur’u andıran bir törenle karşıladık.
İstanbul Valiliği’nin Kemal Burkay’ı Havaalanı’nda resmi törenle karşılamasını, sonraları iki Bakan tarafından onure edilmesini…
Türk medyasının Burkay için adeta seferber olmasını hep beraber izledik-izliyoruz.
Hep bir ağızdan bağırıyoruz:
"Özgürlük ve Barışın Sembolü Hoşgeldin."
Evet…
Gündem Burkay.
Burkay’la yatıp Burkay’la kalkıyoruz bu günlerde.
Peki kim bu Kemal Burkay?
Neden bu kadar önem atfediliyor Kemal Burkay’a?
Ne için döndü Türkiye’ye?
Şu bilgiler çok açık ortada:
1980’de İsveç’e kaçmış biri Kemal Burkay.
Durup dururken değil bu kaçış…
Yasa dışı Türkiye Kürdistan Sosyalist Partisi bünyesinde yer alması, bölücü faaliyetlerde bulunması üzerine hakkında yasal işlem başlatılınca İsveç’e kaçıyor.
Faaliyetlerine İsveç’te devam ediyor.
Ve Türkiye’de başlatılan açılımın bir parçası olarak bizzat Başbakan’ın özel daveti üzerine yurda döndü Burkay.
Şimdi 31 yıl önce Türkiye’den kaçmasına neden olan faaliyetlerine kaldığı yerden ama bu kez el üstünde tutularak devam edecek anlaşılan.
Kaldığı yerden evet.
Çünkü Burkay aynı Burkay:
“Federasyon” diyor, 31 yıl önce dediği gibi:
“Kalıcı, adil bir çözüm ancak federasyonla olur. Bu iş, ancak federatif bir çözüm ile olur...”
Ardından da yeni dönemin bölücü stratejisini özetliyor adeta:
“ Bir şeyi(?) uygun bir yöntemle söylerseniz, insanlar bunu anlamaya çalışır…”
BDP güya tepkili Burkay’a!
Oysa BDP ile tutuşulan kayıkçı kavgası da bölücülükte yeni dönem stratejisinin bir parçası.
Öcalan da, BDP de “federasyon” deyip, kan akıtmıyor mu yıllardır?
İsveç’e kaçmamış olsaydı, o da BDP’nin bir milletvekiliydi şimdi belki de.
Fark ne ki?
Bu noktada milliyetçi çevrelerden yükselen şu görüşü önemsememek elde değil:
“Kemal Burkay’ın önümüzdeki günlerde bölücü, bölgeci, etnik siyasetin önemli figürü olarak sahaya sürüleceği şimdiden söylenebilir.
Şanlı medya, Kemal Burkay’a “Türkiye silah kullanılmadan nasıl bölünür” sorusuna cevap arama programları düzenletecektir. (Burkay medyada boy göstermeye başladı bile)
Türk halkı, federasyonun ne denli milli birliği güçlendirdiğini bu programlar vesilesiyle izleme imkanına kavuşacaktır.
Türk toplumuna birileri, ölümü (Öcalan’ı) gösterip sıtmaya (Burkay’a) razı edecek yumuşatma stratejisi uyguluyor.”
Evet bu görüşü önemsememek elde değil.
Çünkü Burkay aynı Burkay ve söyledikleri BDP’nin. Öcalan’ın söyledikleri ile aynı.
Bu bölücü ve işbirlikçi stratejinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağını zaman gösterecek.
Ancak önemli bir emsal var önümüzde:
Gelinen noktada Habur karşılamasından mimarları bile bin pişman.
Diyeceğim o ki Kemal de burkmasın?
Haftaya görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.