Eskiden şehirlerimizin amblemi, alameti, logosu filan yoktu! Cumhuriyet’ten sonra da basının merkezi olmaya devam eden İstanbul’da çıkan gazeteler, Ankara ile ilgili haberler için ekseriya Ankara kalesinin resmini kullanırlardı. Galiba Ankara’nın tabiî amblemi Ankara kalesiydi. Sonraları nasıl olduysa, Ankara’nın amblemi diye Hitit güneş kursu kullanılmaya başlandı. Her halde Hititlere “Eti” denildiği, eski çağların bu kavminin Türk sanıldığı “Türk tarih tezi” zamanlarından, 1930’lardan kalmış bir kafa bunu yapmıştı. Şimdi biliniyor ki, Hititlerin Türklükle hiçbir ilgisi yok, tarih tezinin de ilimle!
Peki Hititlerin Ankara ile ilgisi var mı? Tarihçiler “muhtemelen vardır” diyorlar. Malûm, Hititlerin merkezi “Hattusas” Çorum civarındaydı. Bu yüzden Çorum’un amblemi Hitit güneş kursudur. Çorum için bile Hititlerden amblem seçilmesini, Türkiye’nin bin yıllık asıl kültürünü ihmal etmek anlamına geleceği için yerinde bulmayanlardanım. Çünkü benim Hititlere aidiyetim yok, Selçuklu’ya, Osmanlıya var. Onların tabiî devamıyım.
Ya Ankara için? Hiçbir lüzumu ve gereği yok elbette! Yalnız Ankara Belediyesi’ne mi bu amblem uygun bulunmuş? Dil ve Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ne ve Ankara üniversitesine de! Belki bilmediğimiz, hatırlayamadığımız başka kuruluşlar da bu amblemi kullanıyorlardır. Şu muhayyile kısırlığına bakınız!
Hitit amblemine, eski belediye reislerinden CHP’li Vedat Dalokay Sıhhiye’de bir de boynuzlu Hitit anıtı ekleyerek tüy dikmişti! Bu yüzden Ankara’nın Hititli amblemi bir zamanlar siyasi/ideolojik çatışma konusu oldu. Bu havadan yararlanmak isteyen Başkan Melih Gökçek bir amblem hazırla(t)dı. Üzerinde bulunan semboller bizim sembollerimiz. Fakat estetik açıdan zayıf, yetersiz. Ankara için daha estetik, daha sade bir amblem yapılmalıydı.
Melih Gökçek’in yaptığı (veya yaptırdığı) amblem mahkemelik oldu. Bize ait sembolleri kullandığı için! Ay var, yıldız var, minare var!
Mahkeme amblemi iptal etti!

Amblem kadar tuhaf bir karar!

Konu sıcakken valiliğin bayrak iceleme kurulu Ankara’nın amblemini incelemeye almış. Amblemde ay yıldız ve bilhassa minare kullanılmasını uygun bulmamıştı! “Atatürk ve cumhuriyetle özdeş yanı bulunmuyormuş. Ankara’nın tarihi belleğini yok ediyormuş!”
Burası Ankara! Dünyada hiçbir şehir bir tek kişiyi sembol olarak almaz. Ambleme Atatürk resmi koyamayacağınıza göre, “Anıtkabir”i koymak isteyebilirsiniz! Yeni Türkiye’nin başkentini bir mezarla temsil edeceksiniz öyle mi?. Atinalılar Anıtkabirli Ankara amblemini görünce, kendi şehirlerinin amblemi sanacaklar! Çünkü Anıtkabir mimarisi Atinanın sembolü Akrapol tepesindeki Partenon’un taklidi!
Herneyse! Kesin mahkeme kararı dolayısıyla, Ankara’nın amblemi iptal edilince, Büyükşehir’in kedi kadar kıvrak başkanı derakap kimseyi rahatsız etmeyecek bir alamet buluvermiş: Ankara kedisi!
Kırk yıldır Ankara’da bulunanların söylediği şu: Bugüne kadar bir tek Ankara kedisine rastlamadım!
Eh bu özleminizi gidermek de belediyenin işi: Bir sabah bakıyorsunuz bütün şehir iki renkli kedi gözleri ile donatılmış! Gözlerin arasındaki çizgi de gülen bir kedi ağzı oluyor!
Gerçi bazıları Ankara’nın yeni ambleminin kedi değil, Başkan Melih’in kafasında dolaşan tilkiler olduğunu iddia ediyorlarmış, ama neyse!
Büyükşehir başkanının bu geçici olacağını şimdi anladığımız kediye yatırımı müthiş: Bu arada “uluslararası çocuk oyunları” diye ne idiğü bilinmeyen bir organizasyon vesilesiyle Ankara’nın caddeleri, sokakları seğmen kıyafetli kediler tarafından istila edilmesin mi?
Ankara’nın keçisi var(dı) o kalmadı!

Tiftik ekonomik önemini kaybetti, Ankara keçisi diye bir keçi cinsi kalmadı!
Fakat bu işte bir keçilik var: Bir de baktık ki, Ankara Büyükşehir Belediyesi “yeni” bir amblem yaptırmış.
Eskisinin biraz değişiği! Mantık hasarlı, estetik sıfır!

Ankaralı çeyrek asırdır, estetikten, kültürden, sanattan uzak yaşaya yaşaya bu noktaya geldi.
Bu yüzden de birkaç ay içinde değişen amblemlerle ilgilenen kimse olmadı!