İnanç kardeşliği, yanlışa sürükleyebilir mi?
Avrupa ve ABD'de İslam korkusu şeklinde başlayan hareket, bir süre sonra İslam düşmanlığına dönüştü.
Kökenleri epey eskiye dayanır.
11 Eylül'de ikiz kulelerin yıkılışı, İslamofobi için başlangıç olarak gösterilse de o son damla sayılır.
O daha dünkü hadise.
Başlangıç için 14 asır kadar öncesine bakmak gerekir.
Zaman zaman zayıflar, zaman zaman yükselir.
Şu sıralar yine yükselme halinde.
***
İslam düşmanlığı son günlerde Kanada'ya da sıçradı.
Habere göre Müslüman öğrencilerin "Cuma namazı" kılma talebi, bazı kesimlerin hiç hoşuna gitmemiş.
Kıyamet kopuyor gibi algılamış olmalılar ki protesto ederek engellemeye çalışmışlar.
Müslüman öğrencilerin Cuma namazı kılmasına karşı çıkanların çoğunluğu Hıristiyan olsa da protestolara öncülük edenlerin adresi Kanada Yahudi Müdafaa Derneği.
***
Protestoların organizatörü olan ve "Şeriat tehlikesi" konusunda medyatik tavırlar sergilemekten kaçınmayan Yahudi Derneği Başkanı, "Okullarımızda radikal İslam düşüncesinin yayılmasını istemiyoruz" diye karşı çıkıyor.
Bir de Hint kökenli Kanadalılar var.
Onların kurduğu derneğin başkanı ise "Öğrenciler namazdan vazgeçene kadar eylemlerimiz sürecek" diyerek protestoya destek veriyor.
Görüyoruz ki Müslüman öğrencilerin namaz talebi karşısında, Hıristiyanı, Yahudisi, Hindusu bir araya gelebiliyorlar.
***
Batıda öyle de doğuda farklı mı?
Tacikistan'da 18 yaş altındakilere cami yasağı getirildi.
Yaşınız 18 ve üstü değilse, camilere girmek yasak.
Bu da Ramazan öncesinde kalan cılız bir haberdi ve pek kimsenin dikkatini çekmedi.
Sadece Mazlumder tepki gösterdi.
***
Yüzde 98'i Müslüman olan Tacikistan'da alınan bu karar, halktan büyük tepki gördü.
Tepki gösterenler arasında Hıristiyan vatandaşlar da yer alıyor.
Çünkü asıl maksat ülkede dine olan yönelimi engellemek.
Sovyet dönemi uygulamalarına benzeyen bu yasağın, temel insan haklarından olan inanç özgürlüğü hakkıyla çeliştiği bildirildi Mazlumder'den yapılan açıklamada.
***
Bu kararı alan ve yirmi yıldan beri Tacikistan'ı yöneten kişinin adını da burada anmak gerek.
Devlet başkanının adı İmamali Rahman.
Buyurun buradan yakın.
***
Suriye'de mübarek Ramazan günlerini bile kana bulayan, kendi halkına mermi ve bomba yağdıranlar da Müslüman olarak geçiyor kayıtlarda.
Yönetimdeki Nusayri azınlık, günde yirmi otuz kişi katlediliyor.
Muhaberat teşkilatı ve ordu, Suriye sokaklarında safari yapar gibi.
***
Türkiye en üst seviyede Suriye'deki gelişmelerle ilgilenir ve çözüm bulmaya çalışırken...
Dışişleri Bakanı Davutoğlu 6,5 saat boyunca Beşşar Esad ile görüşürken...
Suudi Arabistan büyükelçisini Suriye'den çekerken...
Batı ülkelerinden, Türkiye'nin Suriye'ye müdahalede bulunmasıyla ilgili talepler geliyor.
"Bu işi ancak Türkiye çözer" şeklinde verilen gazlar anlamlı doğrusu.
Bütün bu gelişmeler sırasında İran sessiz.
Sebep çok basit: Suriye'de halkın çoğu Sünni iken, yönetimde bulunanlar Nusayri de ondan.
"Bizden olanlar, katliam yapsa da mesele yok!" Ne kadar insani!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.